Sarılma
seni anlamayacaklarını bile bile
anlatacaksın
yağmuru çizer gibi buğulu bir camdan
çocukluğunun en ıslak anısından
düşeceksin ruhunu üşüten yalnızlığa
merhaba ben geldim diyeceksin aynalara
kendine sarılmak ister gibi çarpacaksın
kendine sarılamamaya.
kollarının arasındaki boşluğu hiçbir kütle
dolduramayacak, bile bile açık olacak kolların yine de
kapanmayan bir yara gibi duracaksın
hayatın ortasında
her şeyin ortasında kalmanın delirmişliği
payına düşen bu olacak.
her şeyin eksikliğini
damarlarındaki kanda yüzdürecek
boğmak isteyeceksin kendini kendi kanında
kalbinden intikam almaya çalışır gibi
nefesini tutacaksın
bazı sözcükler çıkmasın diye içinden.
yağmur yağmaya
ruhun üşümeye
sen anlatmaya
onlar anlamamaya devam edecek.
yalnızlığını kollarının arasına alıp
diyeceksin aynalarda kendine
merhaba ben geldim,
sarılabilir miyiz?