Sarraf Çocuk
bir uğurlama koydum ceplerine
hüngür hüngür ağlamalı
burnunun akıntısını çeken bir çocuk gibi
eteklerinden çekiştiren bir çocuk gibi
yüzünü okşamaları olmayacak
eski cızırtılı şarkılar dinleyecek gibi
odaların kuytularında gizlenmiş ruhlara sataşacak
saçına tünemiş aklar sayısına akran bir çoğullukla
kırmızıların ve siyahların sahiplerine küfredecek
diz kapaklarında ki çürümüş takati kaybedene dek.
şimdi sen gidiyorsun aşikar
kokunda gidiyor pek alâ
ya ruhun nasıl sığacak kendinle taşıdığın çuvala?
duvarlar ağlar çocuk kadar
komşular muğlak bir iniltiye kulak kesilir
başlar bir hoparlörden çığırtmaya ezanlar
yakılmış kandile yas tutar ya çocuk
delirmiş sanırlar.
bizim buralarda kimsenin umurunda olmaz deliler
bir acırlar iki acırlar sonra da unuturlar.
sahip çıkacak mı gecenin sahibi bu çocuğa
yoksa terk mı edecek gecenin katran avlusuna
tüm delirmişliğine ayna tutup
pelesenk edip aymaz dillere ulu orta.
şimdi sen gidiyorsun öyle mi?
git, soğumaz acısı terimdeki yaranın
sızar inceden inceye tenime
ben büyürsem o da büyür
olmaz belki saçlarını kokladığım
ama yarası ruhundan büyük olur.
şimdi git,
git sadece
sessiz olmamalı hicbir gidiş bence
kanayan bir yarayı dindirmeden
susturmadan çocuğun dilini
konuşmaya küsmeden.
git bakalım,
kalbimden uzak bir yer bulabileceksen..
Yürekte,terde ve tende bıraktığı yaraları gördükten sonra kolay mıdır acep gitmek gidebilmek ardına bakmadan sanmam anlamlı dizelerdi Mert bey kutlarım