Satılık Kalpler Sokağı
Saat 00 : 00
(Konuşma yapıyor zaman, sessizlik.)
"Aldırış etmiyor saate,
özensiz umursamaz tavırları
belirsiz bir suret hiç olmuyor
çatlamayan aynanın karşısında
lal olan kırk bir kere maşallah sesleri...
zaman sükse yapıyor
yelkovanla akrepin aşkına
faili meçhul bir katil
vuramıyor alnının çatından
dağınık ayrılıyor harabe evinden
'dağınık' kalmak adına tüm çapası..."
Saat 00 : 30 (ağır adımlarla düşerken geceye)
Benim sokağım
papatyanın son yaprağındaki düşlerim
ince bir kumar
şimdi dökülür nar ağacım
bin bir olurken anılar
yalpalar, birbirine dolaşır adımlarım
gözümün önünde bir belirti
olmayan radyodan gelen ince ses
'geçmiş kokuyor şehrin'...
hasım arar gibi
önüme gelen içi boş bira tenekeri
tek seyirlik,
seyircilik kavgam
Pencerede asılı kalmış komşu kızı
duymazdan geldiğim
garip, çok garip sesleri
şimdi gülerim susturabilene aşk olur
üşütme komşu kızı
kalma pencerede
'kokusu burnumda bu şehrin'
ne sandın sen
ben işte
sopasını sallayan deli
iyi geceler balkon güzeli gittim ben.
Saat 01 : 30 (Dert İstasyonu Özgüneş)
Geride kaldı
komşu kızı, harabe ev
yolculuk düşler sabahına
dert istasyonu özgüneş
selam götür fabrikana, işçilere
pancar kolulu seyir defterim benim
fazla kalmayacağım gittim ben.
Saat 02 : 30 (Koşar 'aşk')
Gecenin koynunda koşar adım yürüyorum
ufak voltalardan uzak
ötesi yok işte
ötesi son durak
Saat 03 : 30 (Satılık Kalpler Sokağı)
Ben geldim sol yanım
yine yanmıyor ışığın
taranmış penceren perdelerle
karanlık kalmış odan
bu defa kırılsın tarağın
uykulu gözlerlede olsa bak ne olur
yollarda yolunmuş bu çiçekler senin...
Sen söyleme uyuyakaldığım kaldırım taşı
tökezleyince omuz veren ağaç
sus ne olur
iyi niyetlerim yok arık
ben ışıkları yanmayan sokaktan geliyorum
gözümü almaz şu evler, arabalar
bırakmaz yar dediğin kağıttan illet için
bırakılırsa, bırakılırsak
ayrı dünyalar diye yazılmaz ismimiz
satarım ben bu sokağı
tek bir şiirimde
bilesiniz..
Saat 04 : 00 (Eve dönüş, zaman ölmüştür artık.)
Ben geldim
ışıkları yanmayan sokak
harabem şirin evim
yolumu gözleyen komşu kızı
bu sopa senin
akıllandım ben...
Aydınlanır, aydınlanırız elbet
bir sigaranın ucunda
istersem
tek nefeste
tek solukta...