Savaşımla Çarpışırken

Heybemde katığım mutluluk kırıntıları idi,
Biraz da küflü ekmek parçası
Yüksünmeden taşıdığım yalnızlığa alışmış ruhum idi,
Aşk yükümü çoktan bırakmıştım sevda katarında
Silahım çapraz asılıydı omzumda,
Kurşun sonuna kadar doluydu namluda
Kaşlarım çatık, gökyüzü kurşuni renkliydi
Dünya üzerinde hükümranlığını sürdürürken

Cepheye giderken tek başıma idim,
Bütün ordumu isteyerek bırakmıştım ardımda.
Göğüs gererek gidiyordum savaşıma,
Sonunda ayrılık ve ölüm olduğunu bile bile.
Gökte bir kartal genişce bir kavis çizerek takip ediyordu,
Sinsice beni.
Rahman giden atımın tozları,
Göğü berhava edercesine yarıp geçiyordu.

Hayallerim dudakta yanık bir türkü gibi kısa sürmüştü
Hep taşımıştım oysa umutlarımı,
Sahibini takip eden sadık gölge gibi.
Sevdam ölümüneydi,
Ölmek için beni hedef alan kurşuna hiç ihtiyaç yoktu,
Ve sıcak kavururken dağı taşı,
Ben ölgün gibiydim ruhen.

08 Temmuz 2010 355 şiiri var.
Yorumlar