Savurdum
Şehrin yorgun yamaçlarından indi
Mahur zaman,
Birkaç yosma iz
Fırtınalardan arta kalan
Toprak, Nisan kokulu
Prematüre çiçek tomurcukları çalmış
Akşam alacalıklarını.
Cebimde günden kalan
Hüznü zaman
İmbata vurdum
Efkârı.
Savurdum be gülüm
Savrulmuşluğumuzu
Güz yorgunu çınar yaprağı misali.
İmansız voltalar attık
Yoksunluğu sırtlayıp
O berduş sokağın
İyot kokan mazgallarında
Yıldızlar dizildi tespih ipine
Sabra asıldık
Şükürden vazgeçip
Parmaklarımızı acıttık.
Ve
Öyle döndü
Geceler şafağa
Ziyan karanlık tavaflarında
Aşkın semahı zannettik
Baş döndüren
Zil zurna , akşamı sarhoş eden
Oysa mahur zamanlardı
Yoksunluğumuzu şarap şişelerine döken.
...
Aşkın semahı zannettik Baş döndüren Zil zurna , akşamı sarhoş eden
Oysa mahur zamanlardı Yoksunluğumuzu şarap şişelerine döken.
Böyle sade anlatımları hayranlıkla okuyorum çok güzel paylaşım.
Var olunuz, sağ olunuz..