Saydam
-bir asi, çalkantılı, hastalıklı sarı güz hali mandallı üç ölü
servilerin tanıklığında, gri, ince, ipince çamaşır ipine
vurdukça Madagaskar rüzgarları yarım yamalak
sarsılır ölüler, bitimsiz yaşam mücadelelerinde-
--
ellerim görünmüyor, ardında ellerin belirgin
bu senin Anadolu ellerin
sanki hiç dokunmamış misali toprağa
ürkünç
haksız mıyım
parmaklarımın taammüden intiharında
haksız mıyım
İstanbul'u bir gece boğdurduğum
ellerimin terk edilmesinden korkmakta
ya seninkileri çoğullamam ne demek
kelebek kanatlı avuç çizgilerini tanımlamam
bir acı geçirgenliğinde kilitli ellerim
istemeye istemeye
yüzüm ortasından vurup düşüyor güneş
arkasına, çorak bir kayanın kalıntılarına
bir kertenkele, kuyruğunu kemirmede
renkten renge şiirlere bürünmede
yüzüm dışarısında yüzün
aynalarda mum kokusu
gözlerimin kundaktaki bebeklerini
anlayamadan sana doluyor bakışlarım
ve o delişmen, çığ hüzün
bir acı geçirgenliğinde kilitli yüzüm
istemeye istemeye
--
coğrafyamın her köşesi yitiyor tek tek
hepsi ardında seni doğuruyor şafak vakitleri
hiçliğe üç adım
sen olmaya beş adım
-yakın-
duyguları mısralara aktarışın ne kadar ustaca kardeşim..
tebrıklerımı bırakıyorum
Cemal hoca mında dediği gibi kaleminin ustasısın duygu ve düşünce satır satır yerli yerinde ve en çok dikkatimi çeken meziyetin ayrıca betimler harika...
Şairim kalemin daim olsun...
çok iyi bir şair olacak metin kardeşim,
nasuh mahruki'nin everest hikayelerini anımsattı şiirin giriş bölümü,
coğrafyamın her köşesi yitiyor tek tek hepsi ardında seni doğuruyor şafak vakitleri
hiçliğe üç adım
sen olmaya beş adım
-yakın-
ne şairler yetiştirdi bu coğrafya
sevdaya
toprağa
dair
ne varsa yazıldı
kutlarım
sevgiyle kal...