Saye
Her cenahta,
Santim santim, her tuğlanın ve taşın,
Arasında harcım medeniyetinin.
Yine de harcım değil,
Seni omuzladığımı düşünmek.
Kaldı ki cılız köprücük kemiklerim,
Çöktü çökecek.
Ol asar,
Ve bu kalabalığın hengamesi,
Hallaç pamuğu gibi sarsılınca,
Kıyametten önce,
Sarsıntılı bir sıtmaya tutulacaksın,
Geçmişte ve gelecekte emaresi bulunmayan.
O vakit her zerren,
Atmosfere dahi iltica eden,
Beni soluyacak.
Nitekim dudaklarına ab-ı hayat olsam,
Minnet duyma sakın,
İncitirsin.
Çünkü; Alemde arz-ı endam ederken,
Umarsızlığının mihverinde sızlayıp inledim,
Şimdi ise sayeyim,
Bu halimle minnet haketmedim.
Ve ezelde de hayal etmedim.
Zaten; acı gibi telâkki etmiyor artık zihnim,
Biraz buruk,
Ve biraz da yutkunamayış silsilesi,
Hülasam.
Çok teşekkür ederim Züleyha hanım. Güç ve kuvvet için hürmetler.
Dolu dolu bir şiirden geçtim şanslıyım vesselam.. Uzun uzun övgülerin layığı şiirin şairine tebrik ve takdirimle..
Çok naif bir yorumdu benim için Nebile Hanım, çok teşekkürler.
tebrikler musa👍👍👍
çok naif bir şiirdi....👍👍 gecemin incisi budur👑
Çok teşekkür ederim Işın Bey, çok naziksiniz her zamanki gibi.