Sebebini Sormadan Gülelim Öylece
"Geriye son bir ışık kalır hani geceden
Uyuklar gibi beklerken sessizlik...
Son bir vurgunu kalmıştı karanlığın üzerimizde
Ve öylece dalgın dalgın bekliyordu bizi köprüdeki meçhuller..."
Sönük bir ateş vardı yüreğimde...
Mavileri sorsan her birinde farklı dertler
Gemiler bile almış başını gidiyor
Bi benle özüm demir atmışız
Şu iskelesi çürük, soluk benizli limana...
Bi biz dalmışız dalgalara
Yakamozların ışıltıları bozmuyor sessizliği
Öylece bekliyoruz...
Hani bazen şiir okuyası bir an gelir
Şöyle kapamak ister gözlerini insan...
Öyle bir mevsim sarmış işte beni
Sormayın... Sitem acıtır sözcükleri
Bazen beklemeli belki insan
Belki susmalı... Plaktaki 80'lerde kaybolmalı
Zaman geçiyor nedense su gibi
Avuçlarım tutasım geliyor...
Sonra duraklıyorum her zamanki gibi
Tutsam nolcak...
Şunun şurasında aciz bir insanım ne de olsa
Bakmayın öyle yan yan...
Ben de bilirim karamsarlığın ne denli yakıcı olduğunu
Lakin öyle bir dünya yaratmışız ki
Neden yaşadığımızı unutuyoruz...
Öyle kirli bir gürültüyle doldurmuş her yeri
Ve ben öylece mutlu mu olacaktım
Durakların boşluğunu sorgulamadan...
Yanakları boğan onca yaşı görmezden gelip...
Mutlu mu olacaktım...
Gülünç...
Cahilliğimiz...
İnadımız ve açgözlülüğümüz...
Gülünç işte dostlarım
Hani öyle bir hâle gelmişiz ki
Bir tabloya bakıp maviyi sadece mavi görecek kadar
Hapsetmişiz kendimizi...
Sömürmüşüz kendi ellerimizle özümüzü
Kafeslenmiş düşüncelerimizin caycurasini bırakıp
O eski... Bir noksanlık gibi bekleyen günlerimize
Özümüze dönmeliyiz...
Belki silik bir leke kalmıştı her şeyden geriye
Belki de kelepçeleri bir parça saymışız kendimizinden...
Hayıflanmayın dostlarım...
Yalnızlık... Asilik... Çekingenlik...
Öyle bir duygular sarmış ki geceyi
Şöyle sebepsizce seyre bile dalamıyoruz karanlığı
Ölçüsünü fazla almışız yaşamın...
Az da olsa kaale almak gerekmez mi...
Yaşlanıyoruz dostlarım...
Yutkunmak zorunda kaldığım şu limanda
Aynı oyunlara düşürüyor beni zaman...
Uyanmak gerek artık
Bir avuç tatmin eden şeyleri değil
Bir tanecik huzur veren nefes alalım...
Ezilmiş bir toprak gibiyiz belki...
Uçurtmalar ağaçlara takılmadan
Koşturalım mı yine birer çocuk gibi
Aldırmayalım güllerin dikenli olduğuna
Pamuk şekerin öyle çabuk bittiğine yaş döker...
Ağırdan seyre dalalrdık bulutları
Zor değil dostlarım...
Zor değil limandan mutlu ayrılmak
Sadece...
Sadece isteyelim yeter ki...
Sebebini sormadan gülelim öylece...
♪♪♪