Şehit Mehmet Destani
ŞEHİT MEHMET DESTANI
Nankör bir kurşun menzillenir ala şafağında gecenin
Tahammülsüz çirkin silahtan teslim
Bir lahza bile dolmadan son ömründen,
Uzay emanet etti mermiyi göğsünden.
Bir anda zaman durdu.
Şeytanın kuyruğu sıkıştı, melekler kudurdu.
Kâinat sustu, konuşamazdı.
Şahit olmamıştı bugüne değin,
Bir güneşin bir bedende çırpınışına.
Olamazdı.
Mehmetler ölmez, ölemezdi.
Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi
Ortadan ikiye bölemezdi
.
Kuşlar dondu düştü yere.
Birden durdu evreni silkeleyen rüzgâr.
Havada asılı kaldı ağaçtan düşen meyveler.
Zemzem dondu, akmadı.
Akan sadece Mehmet'in
Al bayraktan dökülen al kanıydı.
Birden, her şey birden oldu.
Birden ateş düştü Kaşyayla'nın donan ciğerine.
Yaktı, kavurdu.
Birden gözlerden dökülen yaşlar kristalleşip
Yerlerde paramparça...
Körpe kuzuların başı bir daha okşanmadı.
Bir daha kimse elini koyun göğsüne
İçindeki cesareti fışkırtamadı gökyüzüne.
Sahip çıkmadı onun köyüne.
Yerle gök selamlaştı o gece
Şehitler ülkesine yeri titreterek daldı.
Ölüm hiç kimseye bu kadar yakışmamış
Kimse bu kadar onurlu ölemezdi.
Ah!
Taş duvarlara sıçrayan bir damla kan
Aşina yüreklerde bir yara olarak kaldı...