Şehr-i Sine

Şehr-i Sine


Vakit tamam, hadi bakalım,

Bu yetim sevdanın günlüğüne son bir not düşerek,
Uzaklaş git, hasret denen çıbanı hoyratça deşerek.
Umurunda değilmişim, tınmışım ve kor ateşte yanmışım,
Say ki yürek kavrulmuş, sen, deki tenden kemiğe dayanmışım,
Bilemezsin ben sana nasıl, nasıl aşk ile adanmışım.

Şimdi sana iki cümle bırakıyorum,
Hicranla titreyen dudaklarımdan sessizce,
Bir hoşçakal, birde elveda bırakıyorum,
Senden kanayan hayallerimin üzerine...

And olsun ki biliyorum,
Sensiz de ağarır gün şu anason tüten meyhane duvarlarına,
Ve gökyüzü
Sensiz de kızıla boyanır her akşam güneş batarken.
Ceketimi alıp omzuma, aşka dair tüm hisleri bırakıp gitsekte,
Dinmez yüreğimde kıvrılan bu özlem.
Kapatmaz alnıma çizilen ayrılık haritasını başımdaki bu şapka.

Bu masalın tek gerçeği olacak sevgilim.
Seninle ayrı istikamete koşarken,
Hiç kimse, hiç kimse bilmeyecek, duymayacak feryadımı,
Bu kadersiz aşka nasıl, nasıl ağladığımı,
Bir inada nasıl yenildiğimi,
Hiç kimse bilmeyecek sevgilim.

Ve
Bir buruk mahcubiyet eğerken başımı öne,
Bir ağrı vuracak tam göğsümün ortasını,
Bir vefasız ayrılığa çevirirken rotasını...
O an,
Bir kadın ölecek, bir kadın ölecek içimde sessizce,
Suretin küçülürken uzaklardan,
Gözümden düşecek, ilah gibi yıllarca büyüttüğüm varlığın,

Ben sana dair bütün haklarımı bırakırken mahşere,
Karanlığın koynuna öylece, sere serpe, anadan üryan,
Boylu boyunca devrilip gidecek bu şehr-i sine...

yorgunkalem...

06 Şubat 2013 222 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar