Şehr-i Veda

Ve birgün
Bir şehir uzanır ellerine
İncir ve zeytin ağaçlarının
Kaldırımlara boylu boyunca sıralandığı
Sokaklarında aşk kokan
Yetim başı yumuşaklığında kalpler
Ve kayısı büyüklüğünü geçmeyen
Ufacık umutlar eşliğinde
Bir sehir uzaniverir ötelerden
Gitmenin o karşı konulmaz arzusu
Kör eder gözlerini
Merak uyandırır nitekim;
Suyu, toprağı havası
Göz bebeklerinden
Suretim;
İrin kusan bir yara gibi söküp atılarak
Bir şehir çıka gelir birgün
Kulağına
Sesimden zorla koparılan
Üvey bir haykırış yerleşir
Azadelik konar omuz başlarına
Adımın sonuna
Bir bilinmezlik mührü
Cebinde yeni bir esgal
Kapı ardlarına gizlenen
Vedaları da alarak yanına
Seni benden
Beni senden eden
Bir şehir gelir ötelerden
.
.
.
Ruhu Azade