Selçuklu Torunu

Damarlarında aşk yok
göz bebeğinde ateş eskisi gibi öyle mi
yakmışlar sanki hevesini
göz diktiğin o haşmetli dağın eteğinde
tüketmişler ateş saçan nefesini

Çıplak ayakta ekrep ezen namlı yiğitler diyarından
değilmisin sen
kara deliklerde ömür hiç eden başı dik asilerden
ne zaman titredi elin köpekler diyarında hesap sorarken
kaç kere düştün yerlere,kaç kere kanadın hevesin kapısında

bilmez misin itler ulurken uyur kurtlar en güzel uykusunu
hangi kartal yerdeyken bırakmış tutkusunu
hangi şahin süzülmemiş nefes aldıkça yanık ufkunda
hangi aslan kükremeden boğulmuş al kanında
hangi yiğidin kaşığı bükülmüş kahpe sofrasında

Nasıl oturduysan öyle kalk şimdi bu harami sofrasından
yut kanını söyle türkünü sıyır sırtını yılanların zarından
yırt bağrını al özünden narını yık namerdin saltanatını
düşmesin gözün yere unutma yeminini andını
silkin kuytularda yalanı bırakta gel pusularda yaranı

bilmez misin yörük çadırlarında yürek yakar analar
fırtınadan kilim dokur adını koç boynuzu koyarlar
Hangi çiçek erinmiş,bakmadan tükenmiş güneşe
hangi demir bükülmüş düşmeden ateşe
Hangi bedel ödenmeden siz çökülmüş kalleşe

Unutma zaferi tutan eller yanık olur
yürüyen ayaklar kanlı
adanmış kalpler yaralı

Ve bil ki
zirveyi gören gözlere nasıl yakışırsa yaş
ne kadar içini kaplarsa o gurulu telaş
öyle kıymetli,o kadar namlı olur bu savaş

24 Şubat 2015 25 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar