''Semiramis'' Hasreti Yüreğimin Gül Baharı
Hey kraliçe hazretleri...
sen kendi konaklarda b/asma yapay dağlarında gezersin
sen hüznünle dolan ahını salan gül yüzlü baharım
hey be kadın!
sana bu sözün kerameti yakışmadı yurduma
yapay bahçelerin gül hasretine s/al gözlerini !
her asma üzümünü şarap s/anma kendine
''Semiramis'' için asma bahçeleri yapılışı sıla hasretine k/oyma
sana ne köşk saraylar yaptım yüreğimin bahçe baharında
yine sen yokluğunla varlığın ayaza ç/alınırdı her günün ardında
yoksa Fıratın sularına b/akar gelirim gül yüzlü baharıma
be kadın
ne içilirsin nede dökülensin
zehir edensin yürek yarıklarıma
Mezopotamya çölün ortasında suları çok katlı bahçelere b/akan
yine saraylarına kalsam zehirimsin kuruyan çiçeklerın ahına
börtü böcekler kadar küçük adımların yokluğu var
tepeden aşağıya gelişin niye
sen kendini bulunmaz hint kumaşı sanma gülüm
herkes kendi kuyusuna ancak bakar endamını görürsün
yuvarlanma sakın yollar uçurumlu gideceğin yere kadar
çölün susuzluğuna düşersin anlarsın ak ile beyazın düşünü
bir gün ararsın Mecnun hayaletine koşarsın
hey be kadın !
dilim söylemeye varmıyor yüzündeki karartı hüzünlerin
sen karpuz tarlasında astığın kestiğin ''üzüm yemek değil bağcıyı dövme..''.
ey insanlığın ilk durağı medeniyetin beşiği
ibreti ayan ola
at yürür kişneyen sesin duyula
göz yaşlarım Nisan yağmuruna dolsam
gönlümün yaylasına yüreğim soğumaz bil
hey kadın
Artamis tapınağı gibi sana tapsam yinede sen ölü yaşayansın
şelale akan sulardan b/aktım
pervaneye döner dilleri suyum akmadı yüzündeki gülüşünle
ben artık yalnızlığımla konuşma deryası çöl ortası gibi
kuruyan otlara yüreğim y/anıyor hasretine
'' Semiramis hasretine yüreğimin gül baharı...''
12*01*13*Karataş*
hoş sitemler vardı... saygımla...