Şemsiye
Susmanın kilitli dudaklarında günahlar
Tenime sıkıştırılan tarih
Sözcükler tek başına
Ve acının ince güzelliği duvarlarda
Yankıların inleyen göğsünde
Ezber ayaz kayboluşlar
Sinsi uçurumlar zerrelerime uğrayan
Demlendikçe en eski diller
Zamanınızı bekleyen mevsim olur aklım
Çınlar boşluklar
Köklü derinliklerde deri değiştirir
Kızıl renkli aynalar
Ve bulaşır göçlere
Beni tanıdık bilen karanlıklar
Bitmez yolculuğun gizinde yağmalanır
Gözlerime doğan ışık
Toprağın sırtında yaralı çocuklar
Anılarla oynaşır
Kan burdan başlar akmaya
Önce sular dellenir
Sonra sayıklayan mezarlar
Fısıltısı ki
Damarlarımda
Aşkı kuşatan şemşiye
Yamalı masalların ormanıyla büyür yüzüme vuran parçalar
Belleğime dağılan siyah sızı
Cehennem rüzgarı
Akşamların küf kokulu ağızlarında üşür
Dalgın ağrıların sessizliği saran düşleri
Noksandır ıslıklar
Her gemi bir ayrılığı bıraktıkça odalara
İçime sığmayan ceketlerin uykusuzluğuna
Pencereler ıslanır
Gözlerimde sabahlar kent
Oysa şarkılarda ay gitmiş
Kamçılı rüyalar boşanmıştır tenimden
Öylesine bir siste öldüm
Dolaşırken sokakları
Şimdi her durak zaman alır yükümden
Hüzün yakışıyor şiirlerinize.Duygular sağanağında bazen hepimiz kayboluruz.Hatta şemsiye de kurtarmaz bazen...Kaybolan ay'ın yerini güneşe bırakması dileğiyle.Selam ve saygılarımla.