Sen Aşklarını Anlat
sen aşklarını anlat bana
süslü geceleri, dolup boşalan
uğruna kaldırılan kadehleri
nerde uyandığını bilmediğin sabahları anlat.
ben sevdalarımı anlatayım sana
uykusuz gecelerimi
kâbuslarımı
dumanıyla hayalini çizdiğim siluetini anlatayım.
kalemime zift çektiğim
ilaç niyetine içtiğim
zehir zemberek sözlerini
kağıtlarıma dökülen gözyaşlarımı
seni sensiz yaşamayı
susamışlığımı anlatayım.
sen oyunlarını anlat
maskeler arkasından
sahte gülüşlerini,timsah gözyaşlarını anlat.
vurdumduymaz yaşantını
yaşamın hafife alınmış versiyonlarını
ben hayatı anlatayım sana
emeği, alın terini
helalinden yemeyi.
yaşanmışlığı, horlanmayı
itilip kakılmayı, kayırmacılığı anlatayım.
gereksiz, yetersiz , riyakar insanların
nasıl bu düzende yer sahibi olduğunu
yükseldikçe nasıl küçüldüklerini
haketmeyenlere verilen değeri anlatayım.
çalışmadan, haketmeden almamayı öğrendik biz
sevmeden ağlamamayı
zift akıttık, katran akıttık yüreğimize
ağlamayı silmiştik sözlükten
ta ki aşık olana kadar
ta ki sevene kadar.
bir dal kırılır gövdesinden, bir canlı yatar ölüm uykusuna
ağlarsın
merhamet duygusu değildir sadece gözyaşını döktüren
hep yanımda olacak sandığın değerlerin avucundan kayma korkusudur
kahrolası, kör olası yalnızlık duygusudur
gözyaşların
ona duyduğun muhabbettir, sevgidir.
ağlamak için hasret yetiyor bana
yok olması gerekmiyor sevdiklerimin
varlığında yokluğunu çekiyorum zaten
ölüm nedir ki hasretimin yanında
o gelir bir kere, ben bin kere ölürüm severken.
iyisimi herkes bildiğini anlatsın
sen gülüşlerini anlat, ben ağlamayı
sen zevklerini anlat, ben çıldırmayı
varlıkta yokluk çekmeyi anlatayım sana
bir ses mesafesi kadar, bir parmak ucu kadar
hatta kalbinin atışları kadar yakınken
sana dokunamamanın acısını anlatayım.