Sen Benim Müzmin Yanımsın
Sen benim gurbet yanımsın
Memleket kadar uzak
Türküler kadar yakın
Boy aynasındaki buğum
Demli çayım
Finalsiz yolculuğum
Kahverengiye çalan
Gözleri step sarım
Muhtemel tebessümünde
Olanca devliğimle irislerine sığarım
Sen benim hoyrat yanımsın
Fikrimdeki muvakkat cinnet
Düzensiz aralıklarla beynimi ırgalayan balyoz
Yuvamda misali cennet
Fusul-u erbaamsın sen benim
En çok da nevruz
Sen benim müzmin yarımsın
Antik perişanlığım
Gün sonu yorgunluğum
Ender huzurum
Sen benim hırçın yanımsın
Kavgam, ters bakışlarım,öfkem
El çabukluğum
Göz alışkanlığım
Ben biraz katıyım
Sen akışkanlığım
Sen benim keskin parçamsın
Egomu delip geçen çuvaldız
Ellerimi kanatan ayna kırıklarım
gözümü yumduğumda göz kırpan yıldız
Sen benim yersiz hıçkırıklarım
Sen benim suskun yanımsın
Muhalif çığlıklarım
Yankılanır mı dersin
Başkentin neo-aristokrat ve pseudo muhafazakar köşelerinde