Sen Doğ Şafak Vakti Dağlarıma
aylar yıllar geçti
yine de ben yenilmedim
kaçaklarda vuruldum
anne
yurdumun bahtsız sınır boylarında
iz sürerken
ölümü nerden bilebilirdim
ki
annemin gözlerinde akacak yaşları
duyun sesimi
yalan yalnış demeyin
deyin kaçaktı
bir ekmeğe bir nefesi çok gördüler
parçalarımı dağlarıma ektiler
sıra sıra yol uzun ömür kısa
gördün mü?
gençliğimin taze baharı talan yok edilen umutlarım
satılan neydi ki
katırla yürürken kendimi taşıdım
insanım diyen
vampirin zehirine yem olacağımı nerden bileyim
sen doğ şafak vakti dağlarıma
özgürdüm adım yazılsın kaçak ışkıya diyarına
özgür bir nefese
bir tütün sar oda kaçaktan olsun
ha unutmadan bir kaçak çay
kaçak tüfeğim namlusu
ve kaçak mermisi
kaçak bombanın çekirdeği
hepten kaçaktı
özgürlüğün abidesine kaçak yazın
hep kaçaklarda özgürlüğü yaşadım
şimdi yokluğumda aç kapıları
sınırda ayazda ölümü bekledim
bir lokma ekmek uğruna
iki gözün ışığına kalmak adına
ölümü çok sevdim
bak benim parçalarım
yem olsun ihanete zülmün mezesine
hep kaçak elma şekeri kaçak tütün ve çay demle
ölümlere demlensin kaçaklar
ölürüz yollarda kaçaklı ihanetin zalimin
kalleşin bombaları beni parçaladığında...
hep kaçak yaşayacağım yollarınıza
sevdamı sevdim artık ölümlü iz tarlalarına düştüm
bu gece belki yarının sabahı olur
kim bilir...
01*01*12*K*r*t*ş*