Sen Gittin Gideli
Sen gittin gideli,
karanlık sardı her bir penceremi
Epey oldu güneşin küstüğü bana
Epey oldu gece yarısı kuşlarıyla evlendiğim
hüzün sızan şarkılara bağlandığımda
Epey oldu başlayalı...
Bütün alışkanlıklarım değişti mesela;
O çok istediğin
Bırak diye başımın etini yediğin sigarayı bıraktım
tütün sarıyorum artık.
Tütün sarıp yakıyorum.
sonrada hiç anlam veremediğim
hep merak edip durduğum gibi,
bir şair gibi
Yakıyorum parmaklarımın ucunu...
artık geçtiğimiz yolları
oturduğumu izbe köşeleri de
mesken tutmuyorum..
sen gittin gideli,
her gün sahil kenarında
bir sûkut zamanında
fırlatıyorum taşları gidişine inat
maviye...
hem değişti bende bütün renkler biliyor musun?
ayın nurani ışığı elâya çalıyor artık bende.
çiçeğin en elâsını,
acının en âlâsını,
küfürün en belâsını,
görüyorum, hissediyorum, duyuyorum artık...
eskiden hiç saate bakmazdım örneğin
nefret ederdim zamandan, akrebin tik taklarından
hatırlarsın.
ama artık gözümü hiç ayırmıyorum
kolumdan çıkarmadığım
senden kalan siyah kordonlu saatimden...
sen gittin gideli, hep aynı şeyleri giyiyorum
üzerinde kokun olan
üzerinde tenin olan
üzerinde sen olan...
hep aynı yemekleri yiyorum bir de,
hep aynı lokantanın
aynı duvarının dibindeki
tıpatıp aynı olan masasında...
fikirlerimde değişti yar!
artık ne zaman bir sosyalist görsem
elim kalbimde selam yolluyorum Marx'lara..
ne zaman gülmeye kalksam
ağlıyorum hemen ardından
sonra aklıma
Leyla geliyor,
sen geliyorsun,
ölüm geliyor...
Fuzuli'ye yüklüyorum bütün suçu bazen
ama o bile
Ahmet Haşim'in O Belde'sine atıyor ruhumu...
sen gittin gideli,
kaç gündür bakmıyorum televizyona
haberim yok.
kaç vakittir cadde yüzü görmedim
bilmiyorum...
kaç yüzü benzettim sana
kaç sesi, senin sesin duydu kulağım
kaç kokuyu sen sandı burnum
anımsayamıyorum...
sen gittin gideli,
bütün çiçekleri papatya biliyorum
gülistan ülkesinin en gonca başkentinde
sadece papatyalar açıyor artık...
sen gittin gideli,
ömrümden bir asır çaldı hırsızlar
sen gittin gideli,
masumluğunu kaybetti öksüz çocuklar
sen gittin gideli....
sen gittin yar!
sen gittin...
götürdün bendeki bütün hayalleri
elimde sadece tarumar olmuş bir hayat kaldı
talan edilmiş bir yaşam...
sen gittin,
bütün filmler başlamadan bitiyor
bütün şiirler okunmadan sansürleniyor
bütün resimler renklerini ayrılık kusuyor...
sen gittin yar!
Azrail tepemde bekler oldu
İsrafil'in bir sûru üflemediği kaldı
sen gittin ya,
o da yakındır artık...
ey yar!
eğer gitmeseydin yazılmazdı bu sayfalar dolusu
her bir kelimesi anılarla dolu olan şiir...
keşke kalsaydın da
lanetleseydim
cehennemde yaksaydım kalemlerimi...
ama gittin,
ve bitti bütün gerçeklik...