Sen, Siz'ken
İstanbul üstüme gelir..
Yüreğimi deşer İstanbul..
Karşımda Kız Kulesi..
O bile bakmaz yüzüme..!
Görmez mi ki gözleri..?
Duymaz mı ki yüreğimdeki kısık sesi..?
İnce ince haykırırım oysa ben..
Oysa ben, süzmüşümdür gözlerimi..
Bir dem baksın diye, ölmüşümdür binlerce kez belki..
Neden..?
Peki şarkılar benden ne isteyebilir ki..?
Yüzlerce kez dinlediğim şarkılar..
Dilime dolanmıştır bazıları bir zaman evet..
Neden bu kadar farklılar şimdi..?
Onlar da mı..?
Onlar da mı sevmiyorlar beni..?
Halbuki bir zamanlar ne de severlerdi..
Yüreğimdeki coşkuyu hatırlamıyorlar mı..?
Nasıl sevilerek mırıldanıldıklarını..
Nasıl dilime dolaştıklarını hatırlamıyorlar mı..!?
Hadi İstanbul sokaklarında milyonlarca ayak dolaştı..
Hadi Kız Kulesine milyonlarca kişinin gözleri değdi..
Ve hadi şarkılarda milyonlarca kişi kendinden bir parça buldu..
Yüreğine ben gibi dokunan oldu mu hiç..?
Gözlerine ben gibi derinden bakan..?
Ellerini ben gibi sımsıcacık tutan oldu mu..?
Ben gibi sevebilir misin gerçekten başka elleri..?
Dokundurabilir misin dudağını başka yüzlere de..?
Ceylan gözlerini süzebilir misin söyle..?
Söyle, yüreğinde yer var mı ki gerçekten..?
Benimkinde ne yer var,
Ne senden başka gideceği bir mekan..
Sen Siz'ken öksüz ve yetimim anlayacağın..
Ve Sen Siz'ken, sadece Sen'im ben yâr..!