Sen Uyurken
Kayıp giden yıldızlar var sen uyurken
Arkaya doğru çekip giden denizler..
Anlatırım sana hepsini
Dudakların nemliydi sevgiden
Tek kuşun uçamadığı şu dünya sürgününde
Öyle bezgin,ışıksız ve ellerimin üstünde
Sen uyurken,istasyon radyosu çalıyordu
Babamın mektubunu okudum sana
Güller dökülüyordu mezarına
Güller dökülüyordu yanaklarından
Akşamın mavi karanlığından koştum sana
Yağmurlarla ıslanarak
Sana borçlu gözyaşımla koşarak
Sen uyurken acemi parmaklarım ,kambur mısralarıma dokundu
illegal bir özlemdi benimkisi,özgürlüğü gözlerinde saklı
Sen uyurken,Nietzsche ve Kafka’dan bahsettim
Yaşamın oyununda gözü pek delikanlılardı onlar
Tütünlü perdeler sinmişti saçlarına
Utandım biraz!
Görür gibi oldum,soyunan akşamı giysilerinden ağır ağır
En çok sen uyurken konuşuyorum seninle
Tarihin ve evrenin kilidini açıyorum sanki
Tüm bilinmezliğe meydan okumak gibi..
Kök salarak yaşama ve derinden kavrayarak hayatı
Sabahın ışıkları düşüyor gölgelere
Sen uyanırken bozuluyor büyüsü itiraflarımın
Sana gece kadar uzağım
Sen uyurken...
Tebrik ediyorum güne düşen şiirinizi Arıkan bey! Uyanıkken diyemediklerimizin saklı sandığı sanırım uyku ve rüyalar, sayıklamalarımız...Gündüz mü gerçek olan gece mi diye sormayacağım. Nasıl içimizden geliyorsa öyle sanırım bu itiraf döngüsü...👏👏👏
Sayfada şiir okuyorum ,
Kutlarım.