Seni Çok Sevmişler
yıkılmalıydı surlar
suların durulmadığı mekanda
sûr ötmeden
altında kalırken umut
ya da aşk
enkazın tozlarını silmeden rüzgar, ardından yağmur
temizlenmeliydi
iki ayyaşın hikayesi
yazılmadan boş defterin ilk sayfasına
belki de bir sayfalık masaldı
birbirine anlatılan
gökten mi ; evet üç elma düşmeden
biri bana
biri yorgunluğa
biri boşluğumun tarihini çizen ilk gün yalnızlığına
biz ki
ki hiçmişiz meğer
ölümmüş kadrini çizen o gecenin kadehlerini deviren
ve mum devrilirken o plastik masaya devşirip yakan örtüleri
evet
sen yandın
ben yandım peşinden, korkumun duman kokusu sararken yüreğimi
ayyaş
uykulara dalmışım
yarı ölü bedenine sarılırken ve dudaklarını kulaklarına yapıştırıp
bilmediğim duaları hatırlamaya çalışırken ve sızarken sen kadar ölü
yalan ve yabanmışım duymadığım dinin müridi zannederken avuçlarımı
secdemin yönünü kaybetmişim
kara bir delikmiş oysa kıble
öyle yasak
öyle yavanmış
koşarken terimi silen parmakların
öyle dediler erenler
sırtlayıp götürmeden seni mavilere
mavi sulara dalıp bahar keyifleri içermişim meğer
misal ;
onlar
seni çok sevmişler...
Umut ya da aşk ikisinin arasında geçip giden zaman ve ne yaşananlar var kutlarım içtenlikle güzel şiirdi...👍