Seni Kırkıma Gelmeden Sevmeliyim

/Rüzgâr gibi geçti ömür
Yavan ve nemliydi.../


Yüreğim değmeden yüreğine
Kapanmamalı gözlerin
Kırkıma gelmeden sevmeliyim
Sevmeliyim lalam hacer bacı gibi
En şifalısından..
Yazmalıyım seni bir bir kumların üstüne
Hayallerim yıldızlaşırken gökyüzünde...
İnanmalıyım o yalancı şarkılara
Davudi hicazi aşk ile makber tadında...
O bembeyaz ellerinin sıcaklığına kanmalıyım
Kanlı avuçlarımla içmeliyim aşkı...


Aylar kala kırkıma
Yanmalıyım eski çağ acılarıyla
Kül olup savrulmalıyım rüzgâr'a karşı
Kıyılarımızdaki denizin ilk coşkusunu yaşamalıyım
Seversin diye örtmeliyim, seni ve Marmara'yı
Ölüme sayılı saatleri kalmış bir kelebek gibi
O hüzünden bu neşeye konup durmalıyım
Temizlemeliyim karasını kalbimin
Oluk oluk yüreğe düşürmeliyim yaşları
Yalnızlık ve acının
Adım adım!
...Ve gözyaşının
Eze eze...
...ve ihanetin
Hece hece...
Ve boşa harcanmış bir hayata kahretmişliğin
Voltalar attığı yüreğimin Ücra köşelerinde bulmalıyım
Seni kırkıma gelmeden sevmeliyim...

Nefretimde bile dualarımla sevmeliyim!!!