Seni Ölmek

Seni bakmak...
Küçük bir kız çocuğunun zeytin karası gülüşlerinden
Işıl ışıl umutlar heyecanıyla
Ölümcül sevinçler peşinden koşup
Kaybolurken acımasız patikalarda
Güneş yüzüne tutunup
Bütün yıldızlara amâ olmaktır...

Seni gülmek...
Issız karanlıkları parçalayıp
Bunak bir ömrün gecesinden aşırıp yalnızlığı
Zehir zemberek acılara inat...
Saçlarının tenhasında saklanırken
Yutkunmadan katılaşmış hiçbir korkuya
Asıp gözlerinden kendini
Hüngür hüngür ç/ağlamaktır sonsuzluğun kollarında...

Seni anlamak...
Kör kuyulara atılan Yusuf'a biriktirilen kini
Züleyha gönüllerde eriterek
Taze bir Aşk'ın tohumunu serpmektir içinin en verimli yerine
Mecnûn divâneliğinde mest olunca kızgın topraklarda
Sevgilinin tek gülüşünde kavrulmaktır şerha şerha.
Yani ki;
Sağır bir şairin öfkesince
Kör kaleminden fışkıran tazyikli serzenişinde
Daha ilk sözcüğe dokunuşta
Şerefli bir hüznün çıkmazında beyninden vurulmaktır...

Seni düş/le/mek...
Tehlikeli bir umudun doruğuna tırmanırken kan ter içinde
Aldırmadan aklının gel-gitleriyle parçalanan korkulara
Cesur bir yiğidin azmiyle...
Göze alırcasına sakat bir kalbi
Aşk kesilip tepeden tırnağa
Devasız bir derde and içerek çakılmaktır...

Seni susmak...
Kekeme bir yalnızlığın yürek sancıtan ağrısında
Bir vakit ölüme gebe içli sancılarla
Öylece sessizliğin çırpınışında
Manâsızlığın verdiği acımasız cenderelerde sıkışırken
Çekip kurtardığında seni çirkin gecelerden
Her harfine kendini yükleyip
Aklının çıktığı kadar çıldırasıya haykırmaktır...

Seni uyumak...
Baş koyduğunda bol ağrılı bir kâbusa
Nefes nefese bir şiiri yudumlamak isterken delice
Her dizeye bir ömür adamana rağmen
Ummadığın bir anda...
Acımasızca kesilirken soluğun
Ve tepetaklak atılırken düşlerin yüzü buruşmuş intiharlara
Sonuna kadar sesini açtığında göğsündeki çığlığın
Bütün dizeleri noktalayıp
Sadece adının baş harfini çılgınca uyanmaktır...

Seni yudumlamak...
Bağrı kasılmaktan çatlamış kimsesiz bir çölün mecrûh sıcaklığında
Seraba meftûn hırpâni umutlar özlemince
Çaresiz bir kaktüs misali can çekişirken amansız bekleyişler
Umursamadan iliklerini fokurdatan hararetli yangına
Bir tutam bakışına tutuşup
Tek damlana susamaktır kan kana...

Seni ölmek...
Baş döndüren bir gölgenin izdüşümünde
Çocukça raksederken uçarı heyecanlar
Ürkek adımlarla eteğine tutunduğunda şefkat dolu bir gülümsemenin
"N'olur al ömrüne ömrümü!" sızlanışıyla kaynarken gözler
Ve ardından mâsumca okşandığında tüm kederler
Bir narin kelebek cıvıltısıyla...
Rest çekip baş kaldırabilecek tüm yorgunluklara
F/eda f/eda...
Pervasızca uçuşmaktır gözlerinin şehlasında...
Seni ölmek...
Arasatta bir ses
Tir tir çarpışırken yalınayak kapler
Hamd eyleyip Firdevs'e atılan ilk nefes...
Ve diriliş
Ve heyecan
Ve de sürûr...
Aklını beyninden çalan.

Seni ölmek gül benizlim...!
Eceline susamış şaşı bir hayata dilini yumarken bakışlarında
Son nefesinde bütün saatleri dondurup
Öylece ruhunu yaşatabilmektir sevda sevda...

13 Haziran 2012 16 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Seni uyumak... Baş koyduğunda bol ağrılı bir kâbusa Nefes nefese bir şiiri yudumlamak isterken delice Her dizeye bir ömür adamana rağmen Ummadığın bir anda... Acımasızca kesilirken soluğun Ve tepetaklak atılırken düşlerin yüzü buruşmuş intiharlara Sonuna kadar sesini açtığında göğsündeki çığlığın Bütün dizeleri noktalayıp Sadece adının baş harfini çılgınca uyanmaktır... 👍👍😙😙👍👍

    bir şiir en fazla böylesi içten , böylesi okunası ve böylesi dokunası olabilirdi değerli şairim. Kutlarım gönül sesinizi,selamlar ve başarılar...