Seni Seviyorum
Vee..
Usulca fısıldadı zaman..
Gitmekle gidilmiyor,
Beden gidiyor, akıl gidiyor, ruh gidiyor da,
anılar ve yaşanmışlıklar hiç gitmiyor.
Nice nice ayrılıkları içine almış bir istasyon düşün sevgilim,
soğuk ve sisli kış günlerinde hıçkırıkların, göz yaşlarının, umutların, çaresizliğin raylara takılı kaldığı o düdük sesine karıştığı bir istasyon..
yada bir tren düşün yıkık dökük bir tren...
Ben ilk vagon, sen orta yada son. sürekli birbirini kovalayan ama hiç yetişilemeyen..
Özlenen,
Beklenen,
Bugün değil yarınmış gibi beklenen,
yada koca bir hayat düşün,
Şiddeti rakamlarla ifade edilemeyecek kadar büyük,
sarsıntısı öldürüpte devirmeyecek kadar güçlü,
korkusu yıllara meydan okuyacak kadar süre gelen.
enkazda kalan bir hayat..
Merkez üssü "biz"...
Tek umudumuzu göğe gelin ettik...
Ve bütün yaşanmışlıklara ve birde asla yaşanmayacaklara inat geride kalan tek şey anılar artık.
kırk mendilli bohçalara,
göz nuru oyalı çarşaflara sarılı anılar...
Giderken adresinde yokluğunu kıyamet bilerek,
sadece susarak özleyeceğim demiştin ya..
biliyorum sol yanım, beni ve anılarımız çok özledin...
öyleyse susma.
gel...
karanlığa, yenilmişliğe ve belki bir daha yenilmeye rağmen gel...
gel ki şafaklar tutuşsun...
Gel ki arş-ı ala varlığına utansın.
Gel ki çaresizliğin çaresizlik olduğunu, çarenin ise biz olduğunu gösterelim.
Gel ki birbirine yetişemeyen iki ayrı vagondaki iki yabancı gibi değil de,
hiç ayrılmamış tek vagondaki bir çift gibi başka semtin başka istasyonlarında hayat bulalım...
gel, dudaklarıma söz yaptım seni.
içimi kanata kanata şiirler yazdım,
birleşmese de o uzun vagonlar, gel tut ellerimden...
bitkin düşelim sana benzeyen bir çiçeği koklarken,
sevgimiz bitkin kalmalı öpülürken,
doğan güneşten belli olmalı gelişin,
baharı getirmeli bu şehre gülüşün...
vee,
usulca fısıldamalı kulağıma sesin,
"seni seviyorum"...
Soluğu güzeldi şiirin, seni seviyorum'ları hiç bitmesin şairin. Kutlarım, nicelerine 👍👍