Senin Bir Adresin Yok muydu
Yağmurlu akşamlarda ilk sığınağım,
Korkulu rüyalardan uyandığımda
En güvenli durağımdın...
Zifir zindan geceler çakınca ateşini,
Kara gecelerde şimşekler kalkınca şaha
Sevgiyi koynunda kokladığım
Onurlandığım yürektin...
Sana çok satırlar karaladım
Sayfa sayfa doldurdum kelimeleri.
Ağız dolusu hasretler,
Yürek dolusu sevgiler sundum.
Özlemlerimi rengârenk buketlerle
Sıraladım kelimelerde.
Acılarımı, korkularımı
Yaşadıklarımı suladım da gözyaşlarımla
Satır aralarında sığındım yüreğine.
Yaprak oynadı, dal kıpırdadı
Martılar anladı acılarımı
Çığlık çığlığa yırttı göğün ormanlarını da
Bir sen duymadın,
Kıpırdamadı yüreğin.
Hangi yitik zamanlarda tüketiliyordum,
Nerelerdeydi incinmiş yüreğim,
Benliğim hangi acılara gebe bırakılmıştı,
Kimler kanatmıştı düşlerimi,
Neler olmaktaydı ki bana
Martı kanatlarına yüklemiştim umutlarımı
Hiç biri,
Hiç biri umurunda değil miydi?
Hayat öyle acımasızdır ki
Gösterir kırmızı kartını hiç ummadığın bir anda.
Çocuk düşlerim darmadağın şimdi
Uçurtmamın ipini de kopardılar.
Hayat bütün kartlarını kullandı benden yana
Ofsayda düştüm baba yaşıyor musun?
Bütün zamanlar aleyhime işliyor sanki
Oysa hayatı çarçabuk tüketmemek adına
Uzun uzun soluklanmak istedim yüreğinde.
Artık kaç suret sığdırabilirim yüzünüze
Kaç renk boya ile
Gökkuşağı yaratabilirim yeniden yüreğinizde
Yaratabilir miyim acaba!
Bütün acılarım onurluydu oysa
Tıpkı direnişlerim gibi.
Ben acılara kadeh kaldırırken gözyaşlarımla
Sen solmayacağına inandırdığın çiçek bahçemi
Hangi bahçıvana emanet ettin?
Dumanı tütmez olmuş yüreğinin
Sobaların söndü mü baba!
Zaman yalnızca yüreğimi eskitmedi
Yüzleriniz eskidi gözlerimde,
Yürekleriniz eskidi yüreğimde,
Sözleriniz eskidi düşlerimde.
Ben bütün ara zamanlarda
Damla damla tüketilirken
Sahi sen neredeydin!
Senin bir adresin yok muydu?
Postacı kapını hiç çalmadı mı baba
Sen yaşıyor muydun?