Sensizken de Seni
Seni sensiz ne kadar yaşayabilirsem,
O kadar yaşıyorum uzun süredir.
Sabahları kalktığımda ilk sen geliyorsun aklıma.
Zihnimde öyle sert adımlarla geziyorsun ki
Saatlerce kalkamıyorum, çivileniyorum yatağıma.
Kahvaltı sofrasında iki tabak var
Biri bana, biri sana
Hadi otursana!
Üstümü giyiniyorum sonra,
Acaba sen beğenir miydin diye düşünerek.
Yola çıkıyorum.
Bizim sokaktaki çiçekçinin önünden geçiyorum.
O enfes kokuyu içime kuvvetli bir nefesle çekerken,
İçimdeki sen de kokuyu alabilesin diye o kadar kuvvetli çekiyorum.
Toplu taşımaya biniyorum.
Ankara’da olmasa da hep TCS 46ya biniyorum ben.
Arkadaşlarla oturuyoruz, sohbet ediyoruz.
Oluşan her sessizlikte dalıp senin yanına gidiyorum.
Fotoğraf falan çekiniyoruz.
Hepsinde de güzel çıkmaya çalışıyorum,
Belki bir gün sana gösteririm diye fotoğraf biriktirmeye alışıyorum.
Yemek yemeye sürekli gittiğim mekana gidiyorum.
Çalışanlara selam veriyorum.
Seni götürsem orada beraber yemek yesek,
Oradaki çalışanlarla seni tanıştırsam nasıl olur diye düşünüyorum.
Evin yanında park var bir tane.
Hep aynı banka oturuyorum,
Üstünde adının kazınmış olduğu banka.
O bankta başladım ben sigaraya
Eve dönüyorum.
Masaya oturuyorum,
Kağıtlar ve kalemler senin adını yazmam için bekliyorlar.
Bir ilkokul çocuğu gibi
Bulduğum her şeyin üstüne yazıyorum ismini
Saatler ilerliyor.
Demiş ya şair. Benim için saat hep sana 5 var.
Ya da seni 5 geçiyor.
Geç oluyor,
Gün usul usul soluyor
Yatağa yatıyorum, koyuyorum kafamı yastığa.
Ellerimi kafamın altında birleştirip seninle baş başa kalıyorum.
Bütün bir günü sen olmadan da seninle yaşıyorum.
Sensiz yaşamaya devam edebildiğim için kendime şaşıyorum