Sensizlik Zil Çalarken Gözüm Yoluna B/akardı
acılara gülümserken
yine sen aklıma düştün
yokluğuna düş ekerdim
içimde gülüme y/anardım
yüreğime damlayan ruhuna sarılırken
umuda kenetlenen zincirle bağlandım
umuda düş sarmışken
hasretle yollarını g/özledim
gün olur k/özledim
gözler yolarına yaya kalınca
benden sana acıların y/anardı
aklımın köşesine yuva yaptığın öksüz çocuk ağlardı
renkli gökkuşağına haber salsam
geldim de...
selam söyle yere göğe
uzaktan seher yerlere
ola ki unutursun
turnam gittiğin yere
unutulan yerlere
selam söyle nazlı yare
yollar uzadıkça dağlar aramızda
uzayan nehirler akardı
aynı sen ve ben misali
akmayan suların kuruyan gül' bahçesi
bilmem
saatin kaç olduğunu
ne zaman görmek istesek
bir arada koşar adım meşkuliyetin
hayıra denen kavgada
ikimiz yada çoğumuz dahil olduğumuz
çoçukça düşümüze umut sararken
hep kahramanlığa soyunur
ve
tahtalı silahımızla uçak düşürürken
gülüşleriyle maviye göz kırpardım
senli yollardan kalan düşlere
yüreğimi saatine ayarlasam
sensizlik zil çalarken
bir göçük altında
''imdat''ağlama sesi duyarım yollarına
yokluğunla koşar adım yürürdüm
düldül atımla dört nala
sevdamın rengi...
Dılok'ın kırmızı toprağı kadar
çamurlu yağmurlar yağardı
gizemli patika yollardan
çetin dağ yamaçlarına yürürdüm
sevdanın yorgun yenilmezi...
sevdan uğruna bedel verdin
yüreği acıyana serpilir gülüşlerin
ve ölüme merhaba diyecek kadar
haykırışım olacaktı
uyuyan ruhlara...
güzel gülüşlerine...
07*12*11*Karataş