Sepia
daralan yollar ardında
esmer yağmur taneleri
İpince çığlığın terli akşamı
kırık kaldık
kırık ve buruk geçilmiş sulardan
düşlerin ölü çocuklarıyla büyüyen gölgeler
dilsiz kuşlarla gidersin
ardından ben giderim
ırmaklarca akıp boşluğun sepia’sına
sessizliğe asılır kanayan aynalar
yetim kalmış sesler
Ey heybetli dağların feri sönmüş yıldızı
göğüme bağıran sabahın yarısısın
buğulu sağanaksın
seni susuyorum en sancı yanımın sel çanağına
Kal!
gözlerime üşüyen suların ıslaklığıyla
bir yaranın teniyle biraz da
ki,ölmek kıyılara
haklı kavga taşımak
yanaş dağınık gazelle gülleri
gün bir orman gürültüsünde şiir türküsü
daralan yollar ardında
susmanın uzağına oturdu çadırlar
mahmur özlemlerin yakarışında
usul usul zamanın kül yatağı
ölüm büyüyor
ben küçülüyorum
giderek uzaklaşıyor içimdekiler
içimde yaramaz çocuk
yüzüme vuruyor dünya
geçiyor gözyaşımdan
tenezzül ayrılıklar
.....