Seramoni
boşuna ağlama, senin hikayen değil bu
içinde veba ve veda geçen
bir mektuba basıl başlanırsa
öyle başladım, kaybetmeye tüm bahisleri
şimdi topacı kırılmış bir çocuğun hüznü için dönüyorum
sana değil, kendime değil, içimdeki çocuğun hikayesine
tanrı bilir ki sevmiştim bakışlarındaki gün ışığını
öpmüştüm ruhunu ruhumla uzun bir süre
bir idam mahkumun son isteği gibi istemiştim bunu
şimdi dağılmış bir şeyleri toparlamaya çalışırmışçasına
yerine koymaya çalışıyorum bir şeyleri
şimdi kendi sırtımı bıçaklarcasına intikam alıyorum
inancımı ihanete dönüştüren her şeyden
ve senden bahsetmek gerekirse
kalbimi yumruklayan bir boksöre
kanımla suladığım çiçekleri sunmaktan farksız
kanıyorum
beni öldüren her şeye...
boşuna ağlama, senin şiirin değil bu
depremde yıkılan bir apartmanın enkazından
bir ceset nasıl çıkarılırsa
öyle çıkıyorum aynanın karşısına
tanrım kim kökünden soktu parmaklarımı umudun toprağından
oysa sıkı sıkı tutmuşum ellerini
oysa yaşamak için sevmiştim
yüz hatlarındaki kır çiçeklerini
şimdi kıştan daha soğuk seninle yokluğumuz
ve şimdi biliyorum ki
hiçbir ateşte erimez aramızdaki bu buz
üşüyorum
boşuna ağlama sen, senin şarkın değil bu çünkü
benim intihar seremonim sadece...