Sera'ya Mektup


Ah sera hüzün sancağını kucakladım yine

taşıyorum bir bilinmezliğe

gözlerim kan çanağı bir gül

kokusu yitirilmiş avuçlarımda

yüreğim yangın yeri

saçlarım üşüyor

ellerim titriyor sera

bir cümlede vuruldum destursuz

tarumar gönül hanem

gidenin yası kaç asır sürer

kaç adımda son bulur soluğuma batan dikenler


acıyor,kanıyorum iliklerime kadar

sus hanemi boğmakla geçiyor ömür

söyle, sen söyle, diner mi bu özlem

incinmiş zamanın yangını söner mi

giden geri gelir mi...gelsin sera

her nefes duvarda ki sıtma nöbeti

çarpıyor an yüzüme, 

d'üşüyorum kendime


öylesine uğradığım bir durak şimdi her nefes

bir cümlede vuruldum yine

sen, en iyi sen anlarsın beni ve gideni

uçurum kenarında bir bekleyiş benimki

yasını tutuğum bir dua,bir duaydı dileğim

savunmasızım burada, üryan bir haykırış dilimdeki


umudu gömdüğüm soğuk bir yalnızlık

yürüyorum istemsiz hayatın akışına

ışığı yitirilmiş bir dünya kaldı sera

birde ağrısı...

ve bir el mutlaka dokunuyor o ağrıya

işte yine düştü sızısı, dolaşıyor tenimde

sığındığım liman yok oldu ,kayboldum sesimde

ah sera ruhum yorgun

bedenim asmış kendini bir köşede...

31 Mart 2023 47 şiiri var.
Yorumlar