Serseri Yağmur Damlası

Dışarıda Fırtına var...!
...../

Rüzgarın sert uğultusunda.
Ağaçlar yerlerinden sökülürcesine sallanırken,
yeni çiçek açmış olan badem ağaçları isyan eder gibi,
yeni sürgün dallarına.

Hani;
sanki iki taşı birbirine hızla vurursun da,
ortaya kıvılcımlar çıkar ya;
İşte öylesine,
bulutlar arasından geçmek isteyen ışık süzmeleri gibi,
şimşekler çakıyor, toprağa ulaşmak istercesine...

Yağmur taneleri, önce tek, tük vururken,
asma yapraklarına,
şimdi dallarını yerlere yapıştırmak istercesine,
pervazlardan, yalaklara akıyor....

Her bir şimşek çakışında,
gökyüzü aydınlanırken,
pencere kenarındaki ,
buğulu gözlerimdeki yalnızlığıma,
gözlerin eklenirken,
karanlıkta kalan yüzümün,silüeti,
kalın soğuk duvarlara yansıyor...

Yağmur damlacıkları kiri pası, alıp götürür,
bereket getirir, mutluluk getirir, huzur getirir derdin sevgilim !

oysa;
şimdi,
her bir serseri yağmur damlası,
saçaklardan caddelere umursuzca akarken,
benimse gözyaşlarım yüreğimin,
kuruyan pınarlarına akıyor....

Neredesin sen şimdi yağmurla gelen mutluluk ?

hani şöyle ;
bulutların üzerine uzansam ,
alıp götürse beni ve yalnızlığımı, çok uzaklara,
özgürce,
coşkun ırmaklar gibi, çağlasam,
mutluluk gözyaşlarımla,
söndürsem,
yıllardır hasret bıraktığın
alev alev yanan dudaklarını...

yada;
yağmur olup yağsam,
yeşertsem yeniden kaybolan umutlarımı...

Yılların özlemlerini, arzularını, sevgilerini,
gözyaşlarımda saklayıp,
köşe bucak saklamaktansa,
yağmur olup damla, damla, yağsam,
kurumaya yüz tutmuş,
kuş uçmaz kervan geçmez,
dedikleri yerdeki,
yalnızca bize ait olan,
Seyhan baraj gölündeki ,
adımızı kazıdığımız okaliptus ağaçlarını...


Sensiz yaşamaya Alışacağım.. Antalya lanetli geceler...