Serüven
bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmurun ayak izleri sırtımızda
esin perisi de, hiç işi yokmuş gibi, bizi gözlüyor öte yandan
yürüdükçe dünyayı değiştiriyoruz, farkında mısın
zulüm mihraklarını güldür güldür topa tutuyoruz
kalbin dokunulmazlığını çoğaltıyoruz, akasya dallarından
kaynayan duygular, köpüren sezgiler eksik olmasın ömrümüzün serüveninden
çimenlerin serinliği, işçilerin alın teri, onlar da eksik olmasın
renkler, sesler, kokular, tatlar ve dokunuşlar
ruhuna gittiğimiz her şehirde şen-şakrak karşılasın ikimizi
sabah demeden, akşam demeden, nehirleri, yıldızları, buğday başaklarını ve halkları
nasılsız ve nedensiz benimseyelim benimseyeceksek, şiirin sonsuz uzun çığlığını
(*): Berfin Bahar, Temmuz 2010, Sayı 149
Afrodisyas Sanat, Mart-Nisan 2012, Sayı 32