Sessiz Kitap
uçurtmalar
ayna yıldızlı göğün yol parçası
dudaklarım uzakta bir ağacın sel ıslığı
avuçlarımın secdesinde gizli koy
onlar ki kızıl doğum
gece gözlerimin efsunlu nar’ına
dilimizde yüksek sesli uçurum
göçe sırlı kanatların ufkunda çılgın ateş
kırılgan bir çocuğum ben
gözyaşımın dağ doruğuyla derinleşen yollar
ruhumun inci meleği
boşluğa Anka’yla dönen
aynı mesafeyle küllenirken içimize
ay doğmuş düşlerin uykusuna
rüzgarı sağ geceyle esiyorum
yüzümün yarım aynasında kuş’lu mevsim
toprağında kokulu bir turunç
bakma bana öyle
saçlarımın çiçekleri akıyor
yüzüne değiyor bir şey
omzunun çadırında gölgenle
konuşuyorum..
ahreti uyanan her sözün cenneti
iklimiyle soluğumu çekiyor iplik iplik
şehir,kıyamet bir sükutun suyuyla yıkanıyor
zaman kor yarayla geçerken
bir martının gül ağzıyla seviyorum buğdayı
yanağımın kuyusunda hep bir dağ rüzgarı
içimin şarkısı sessiz kitap
dağılıyor ellerine
gövdende kar sureti
gözlerinde ışık lekesiyim
yanardağ kadar..
bütün ağladıklarım kadar yağmur yağıyor
ıslanıyorum
büyüyüp kök salan her dal gibi
seni bir şiire baharlıyorum
kirpiğimin ucundan geçiyorsun
karanlık yanıyor sevgilim
parmaklarım usulca düşüyor
kalemimin ucuna
vaktini döküyorum için
kalp tomurcuğuyla
.....
....Bismillah...
Güzel Çok güzel Pek güzel / Kökeninin çok gizli bir düş'e dayandığı söylenir şiirlerin.Bazen o düşler yönlendiriyor hayatı.kendisini de o şekilde tatmin ederek haz duyuyor insan.
Hayal kurmak, kendimizi unutturuyor..Etrafımızda olan biten her ne varsa onları bi kenara koyduruyor, kendi iç dünyamızda ne güzel bir saray kurduruyor sonra.
Şiirler şairlerin kozmik odasıdır.Orada ne olup biter çoğu zaman bilemeyiz.Ancak görebildiklerimizle yetiniriz.
Şair ne güzel düşler kuruyor, kurduruyor da aynı zamanda.
Bir "iç ben" manzarası bu kadar güzel çizilemez derim ben. O renklerin seçiminini, fırça darbelerinin nereye, nasıl, ne şekilde vurulacağını çok iyi biliyor..Yoksa herşey arap saçına dönebilir değil mi.
Şairimiz şiirdeki reel ezgileri, sesin ve sòzün hakikiliğini ve sadeliğini çok iyi sergiliyor şiir tezgâhında.
Bir albenilik var sanki. Evet bir albenilik.
Belki de bugüne kadar hiç görmediğiniz tatlar, müzbit binbir çeşit imgesel güzellikler..
Duygusuysa duyumsatan, duygulandıran, tatlı ve hoş bir hüzne boğan..
Şairin şiirini sergilerken takındığı tavrı ile gayet hoş ve nezih karşılaması şiirin içine çekiyor bizleri.
Bidaha bidaha gelerek şiire doyamaması bu yüzden olsa gerek insanın.Öyle ya şair şaire her zaman lazım dimi.
Karşılıklı şiir alışveriş jesti .
Tülay şair, büyük şair.
Tebessümle