Sessizliğin İlahi Senfonisi
keşke mecnun gibi yansaydım kor çöllerde
tutunmadan kuyularda ışığın körlüğüne
gecenin çarşafları mistik örtü rüyalarıma
ıssızlık ihtişamlı, özlemim âlemin sahibine
ve sabırla yazsaydım adını çayın deminde
göz kapaklarına nur düşen bir derviş gibi
ağlasaydım izlerken o sonsuz açık parlayanı
kutsal kılsaydım sarhoşluğuma ilahî aşkını
uzak dursaydım insanlığın aciz kıyılarından
atsaydım kendimi dağların ve kırların bağrına
ruhum kır çiçeğine düşen taze şebnem olsaydı...
hayat verseydim leyla'nın sonsuz saf düşlerine
son bir kez yaslansam imanın kutsal ateşine
kavuşmak nasip olur muydu âlemin çatısında
bir tek leyla'yı sevseydim belki de tapsaydım
benzer miydi halim firavunun son anındaki ibadetine…