Gül Yüzünde Hüzün
Gül oyalı çemberinin yüzünde bıraktığı gölgelerde dinlenirdi büyülü hüzün.
Özlem kokan bir mevsimdin
Geldin ve geçtin...
Kaybolmuştun işte, içinde boğulmak istediğim denizde
Mavi duru sahilde bekliyorken bizi Tanrı...
Unutmuştun sanki
Tanrıyı bile...
Dört yanı puşt zulası bulutların ahmak şarkılarındaki nakarattın
Özlemdin
Özledim o sonsuz sevda masalını...
Yoktun artık...
Yokluğun zamanın piç zulasında saklanıyor şimdi...
Ufukta beliriyor bir martı, kanadı kırık ve gözleri bir o kadar aç sevgiye ...!
Denizin moru vurur şimdi dağlara
Rüzgâr mora boyar gökyüzünü
Palyaçolar mor ağlar şimdi!
Kan bir kere karıştı çünkü denize...
Son duan dalgalara olmuşmuş
“Masal gibi”
Bulutlar öksüz ağlar şimdi yağmurlarda.
Geride belki hoş bir kahkaha
Yabancıydın maviye
Derinliğini merak ederdin denizin, kendinin
Ölürsen bir deniz kızı olup yeniden dönecektin dünyaya
Ya da bir papatya sağanağı yağdıracaktın...
Her bir “seviyor ,sevmiyorun sen olduğu ağıtlar yakacaktık...
Söz vermiştin!
Tüm balıkçıları aşık edecektin , tüm kızları,tüm erkekleri ve hayatı aşık edecektin kendine!
Söyle nerdesin ...?
Sen gittikten sonra; daha da soluk şimdi küçük kanaâtkar evlerin ışıkları
Hayat söndü sanki...
Bir büyü bozuldu...
Kimse hatırlamıyor o türküyü!
Önce gülen gözlerini çıkarıp koymuşsun kıyısına sahilin
Ceplerinden dökülmüş g/izlerin
Ak bir mendil, kuru bir yaprak ve bir dolu hatıra
El yordamıyla dokundun kendi ellerine ellerinle...
Med-cezir düşlerinin beyaz gölgesinin gölgeleri vururken alnımıza
Tan vaktinde bir ayaz
Ruhumun iliğine işlediydi
İşte hepsi bu
......
Kendini ırmağından, ırmaklarından, dağlarından, mavinden vurdun
Köpüklü dalgalardır şimdi rüzgârın unuttuğu şarkını söyleyen
Kendini vurdun kendinden
Yakamozlar salınıyor gece bayrakları gibi göz bebeklerimin yansımasında
Ayın kanatlarına binip de gelmelisin bazen buralara
Yıldızları seyretmeliyiz birlikte yeniden...
Senin elinde ak mendilin, robdöşambrın gardropta
Benim ellerim ılık ve boş
Aynı gökyüzü seyretmeli bizi yeniden aynı sahilde
Aynı acıyı hissetmeli yüreklerimiz
İmgesel narsist bir aynada görmelisin yüzünü
Sana nergisler alacağım, kokusu dağlara dağlara
Sesi dağlara...
Ellerim bomboş halâ...
Bir rüzgâr ara veriyor bulutların arasında kaydırak oynamaya...
Denizin tuzu yakıyor genzimi
Yanık bir türküyle öpüşüyorum sonra...
Temmuz 2011-temmuz 2013