Sesten İçeri
Sundurmadan içeri dalan her vapur sesine
martı kanadından su damlası çalıp
duvara işlemek tarihçesini sevdanın.
Gün olur devran yerle bir edilir
sonuna ramak kalmış her aşk hikayesinin
çatallı bir kavşakta umutla yolu kesişir.
Sen gittiğinde ağlayan ne kadar gönlüm varsa
gözüne taş basıp feleğin çemberinde yer edinir.
Suskunluğa hasret.
Ölüm öncesi feryat gibi.
Kumaşından his akan parmak izleriyle sarılıyken dört yan.
Sen gittiğinde sokaktaki çocuk mahsun
yüreğimdekiyse yetim kesilir.
Her yıl dönüp gelir, gider aşk
Orta Çağ sahnelerinin sofitasından öteye.
Tanrı'ya tırmanan sarmaşıkların zehrine müptelâ
kafasında bir deli sarhoşluk hali
Hurilere laf atar, ciğerden densiz.
Her yıl dönüp getirir, gittiğin günün takvim yaprağını
sundurmadan içeri.
Ses ver!
Sesin insin gök yüzüne.
Sesini kat da gel, pencereden içeri.
Buğulandırıp yazdım adımı pencereye.
Adımı gör de, gir pervazdan içeri.
Ses ver! Sesin insin gök yüzüne. Sesini kat da gel, pencereden içeri. Buğulandırıp yazdım adımı pencereye. Adımı gör de, gir pervazdan içeri.👍
Güzel bir şiir kutladım...👍
... Ses ver! Sesin insin gök yüzüne. Sesini kat da gel, pencereden içeri. Buğulandırıp yazdım adımı pencereye. Adımı gör de, gir pervazdan içeri.
çok güzel bir şiir, sonsuz tebrikler
biraraya getirmek ustalık ister kalem, hayal gücünü konuşturmuş... tebrikler...