Seval...
Bakışları fersiz..
Gülüşleri renksiz..
Adımları amaçsız..
Umutları kısacıktı...
Geçen son bahara kadar
Saçlarını taramadan çıkmazdı sokağa.
Dudaklarında ruj
Parmaklarında oje eksik olmaz.
Aşk şiirleri okur..
Yazardı da...
Hep yapma çiçek alır
Mevsimlik ağaçlardan köşe bucak kaçar
Ne zaman sararıp düşün bir yaprak görse
Özenle yerden alır,
Koyardı anı defterinin içine.
yalnızlığında..
Çaresizliğine hüngür, hüngür ağlardı...
Bir zamandır..
Okul dönüşü annesini sokağın başında bekler bulurdu.
Nefessiz kalırda, düşüverir korkusu
Hep annesinin içindeydi...
Bazen yürümek bile ne kadar zor geliyordu...
Farkındaydı her bir şeyin
Kaç kez söylemişti annesine
Yalınız yaşamaya alışmalısın diye.....
......ama umut etmeden de olmuyordu ki...
Bu yaz bitimi;
Önce saçları dökülmüştü tutam, tutam
Sonra fersiz bakışları çaresizliğe
Zorakiydi artık gülümsemeleri
Adım atmak ileriye
Umutlanmak yarına
Yoktu artık benliğinde...
En son sayfayı da kendine ayırmıştı
Sararıp düşen yaprakları koyacak
Sayfa kalmamıştı anı defterinde...
Bu sabah;
Gün ışırken..
Yeni bir güne başlarken bu şehir.
Tarifsiz acılara..
Daha fazla dayanamadı yirmi yaş yüreği
Düşüverdi yaşam ağacının dalından...
Güle, güle çocuğum
Güle, güle meleğim
Güle, güle Seval...
Bütün şehrin iyileştirmek için seferber olduğu kanser illetine tutulan iki yıl önce yitirdiğimiz kızımın arkadaşı Seval içindir.