Sevda Şehri
Bitmeyen kederlerin sıtmalı sabahında,
Günün aydınlığında gecenin siyahında,
Sevda denilen şehri dışarıdan tarıyorum.
Acemi bülbül gibi gül zarı arıyorum.
Bir kapı görüyorum zümrütten ve yakuttan,
Nice selvi boylular, nice gözleri fettan,
Bir bir görünüyorlar kapının arasından.
Ve duyulan feryatlar bir gönül yarasından.
Yığılırken önüme keskin dişli çileler,
Kulağımda bir nefes, Hadim sen de giriver!
Bütün âşıklar girmiş bu kapıdan içeri.
Asırlar geçmiş hala çıkamamış hiçbiri.
Bu kapının ardında türlü derde çare var.
Bu kapının ardında birçok gönlü yâre var.
Kararsız adımlarla savrulunca içeri,
Gördüm Ferhat Şirin'i, Aslı'yı ve Kerem'i
Yüreklerde hasretin ıstırabı elemi,
Aşktan başka çekilen sıkıntılar çile mi?
Ya yürekleri yanan sevip sevilmeyenler!
Bir karanlık ufukta vuslatı bekleyenler...
Âşık için tek nasip başta ve sonda elem,
Keder ve çile yazmış elestte levh-i kalem.
Göze alınan ölüm görüşmek için bir kez,
Ancak âşıklar anlar, anlamaz bunu herkes.
Aşkın çilesi böyle çekmeyenler ne bilir?
Bir bakışla bir âşık ölüp dirilebilir.
Gözüm takıldı baktım geliyordu birisi.
Gözler çökük, saç dökük, kurumuş tüm derisi.
Merakla dikkatlice baktım ki bizim Mecnun,
Istırapla inliyor yüreği hun, bağrı hun.
Yürüyordu inleyip, söylenip yana yana.
Beni görmedi bile bakmadı hiç bu yana.
El salladım çağırdım istedim tanışalım.
Beni bir sen anlarsın oturup konuşalım.
İsteksiz adımlarla geldi durdu yanımda.
Coşuverdi, kaynadı bir şey oldu kanımda.
Sanki hepten durmuştu zaman, mekân o demde.
Mecnun ise kayıtsız hala başka âlemde...
Baktı yüzüme boş boş dedi ki: hadi konuş!
Lakin Leyla'dan bahset, yoksa konuşma savuş!
Leyla'yı anacaksan belki seni dinlerim.
Yoksa eğer uyurum, ya da çeker giderim.
Çekilen tüm çileler sıksa da başkasını,
Yine anlayamazlar aşığın tasasını.
Aşığın hayatına maşuku lezzet verir.
Maşuktan uzak hayat tat değil nefret verir.
Dünyada çile çeken bir sürü âşık sefil,
Zannetme ki hiçbiri haline razı değil.
Aşk yaresinden hoşem el çek yaremden tabip,
El sürecekse eğer sadece sürsün habip.
Bu dünyaya gelip de asude olam dersen,
Mümkünse gönül verme, mahvolursun seversen.