Sevdamın Yavuklu/su
/ dün bir düş mevsiminde gözlerim kaldı suda
yosun tutmuştu zaman gözlerin kadar dardı /
ben çocuktum oysa
ağlamayı bilmeyen gözlerim vardı
kurşunlarla haşır neşirdim
kavgalarla sevişirdim
ben suya
sen namluya dokunamazdın
gözyaşlarını kimseye gösterme sakın
keyfini sürsün kirpiklerinde oynaşan damlalar
avuçlarımda bir tutam hasret kaldı sadece
uğruna ölünebilecek gözlerinin hatırına
vurulduğumuzu bilmesin kimse
hala ben bu şehrin yasaklısıydım
ayaklarıma cennet dolanıyor oysa
unutma ki,
bakışlarım bir sadakat sus'udur
hüzün,sevdanın yavuklu/sudur
göbeğini kendi kesen ellerimiz var artık
ve adını kendi koyan dillerimiz
kendi kulağına okuduğu ezanla
artık yüzüne tükürülecek bir ayrılık yok
eli öpülesi bu sevdada
alınma ne olursun bahardan
gökyüzüne saçlarım takıldı bulutlar kadar beyaz
bir masal iliştirdim yağmura
toprağın kokusundan tanırsın beni
o gün gelecek
beklediğin miktarda gülecek bu mevsim
dağlardan namuslu bir şafak indireceğim
beni özlediğin kadar
pazarlıksız sevdiğimiz acılar gibi masumdu hasret
ve bir serçenin kanadında uyuduk hep
ki hep masal yorgunuyduk
bilirsin
yarınlarda da olacak elbet dünkü sevdamız
ben sabrı kehribar gözlerinle çekerim
ve ipi kopar tespihimin
örse koyarım yüreğimi
/ mühim değil adın,seni herkes 'ben' biliyor zaten /