Severken Çöl Yorgunu Sevdam 1
Yine başladın uzak bir şehrin kuytusunda
adı yok olan adsız şehirin karasına yazılan kalemi altın harflere kazılan
duyarız ''.Ankara kapkara uyan fukara...'' sözünü...
düğüm düğüm anılara yazıldı kara defterin beyaz kalemi
bir kara sevdanın gölgesi serin bir aşk hikayesi
düşünürken aklımda her geçen zamana duran mavili bulutlar
yazı gelmiş baharı kol gezerken gönül yaralarım tazelenir seni hatırladıkça
sen ayrlık ölümünü sıraladığın vakit ben düşlerimle uyanırdım
çölde yürüyen susuz bir militanca adımlar atıyordum
sevgiye umuda koşarken yokluğunda hasrete bir üzüm tanesi kadar
bir nefes bir sevgiye ölümü eş değer gördüm koştum kıyı şeridinde
bir ateş düşerdi uzayan bulutların sensizliğine göz kırparken
hayaller kurarım geçmişin aşk dizelerine bir çümlesi yoktu
en önemlisi bir harf eklenişini yaşamak aşk '' k/aşk '' olmuştu
bilirsiniz bizim diyarların keşk meşki çok olur
eşkimsi tadı var içenler bilirler buda böyle bir aşkın eşkisiydi
acıydı eşkiydi hüzün bir arada sevinçler topladım gönül tenceresine
fark etmiyor yaşama durulmayan sular akarken
sen duysan duymasanda su gibi akar ömüre biçilen
kalacak olan yüreklerde kazılan tomurcuklanan fidanlar çim salar toprağa
yada gönüle çalınmayan dal budak kuruyan yapraklar yeşermez ki
yeşerdikçede sevdaya açılan ruhuna karışan anılar hatıralarda
yola koyulan maviliklere karışır sonsuzluklara uçar
şimdi sensiz her geçen gün saatime dargınım
hatıralar anılarım gözlerime düşman olurken
unutulmayan o güzel dilin kalemin sesin duymuyorum
hasretin düşüme bağladım koştum
sen çoktan uçup gittin dönüşü olmayan uzay yolcuğuna
şimdi yalnızlığımla seni tartım eşitliği olmayan
sevgiye yaşanılmayan ümitlere gözlerimi d/ağladım
sensizliğin hep bir ömür çağlasın dursun diye
severken çöl yorgunu sevdam
yağan yağmurlar ardında doluya çevirdi
gözlerime duran soğuk bir bahar yeli esintisi...
işte vur yüreğimin gözünden kör bir sevda geldi geçti bir ömüre k/alan
03*07*13*Karataş*