Sevgi Sevgi Sehl-i Mümteni
Sıradan denilse de bir gün
Tanrının bir günü
Yüceltilmiş duygular zirvelerde
ayaklar altında incitilmiş benlikler
Günah çıkartın
giyinin günah
Sığmıyoruz bi yere
dört duvar arası dar
çatıları aktırmak gerek
çiy düşüyor yerlere
aman ne bu sağanak
Yaz kâtibe yaz
YALNIZLIĞIN FECRİSADIK
...
Ateş bi Adam:
Bir insan nasıl öperdi
kendisinden önce öpülmüş dudakları...
kanatarak
elbet...
ateşle
son öpüş gibi
İsa ?nın son yemeği çanak içinde şarap ve ekmek
-Şarap ve ekmekle kutsadık aşklarımızı-
Mavi gözlü devdi
sevdiğim
şimdi
gözleri kahverengilere akar
'Hasretinden prangalar eskittim'
Neredesiniz sevdalar
öpüşleriminde mi kalmalıydı
hasretiniz
Ateş bi Kadın;
ezberi bozulmamıştır dudaklarımın
kanayan inleyen hep kalbimdi
aşkı
konuşturmazlardı
mahremdi
mahrem
bi
yasaktı
çok eskiden bir adını sevdiğim vardı
onu gördükçe yanaklarımdan menevşeler
gizlice dökülürdü sokaklara
öteki beriki derken koştururken terli abbas
yaktık yakıldık masum masum ölmedik
kopmuyor birden ne kadar çok yapraklar
sarı mutsuzluğumun takvim günleri
bir yeşil gözlerim ekmek ve su nimet
sayılıdır mutlu olduğum zaman
ellerimi öpüp başına koyarken AYTÜRE
o yıldız bu yıldız şu yıldız şiirdir diye diye
kanatlandın enginlere sakiname sendin
O gece
neler
neler vardı dilinde
Ateş bi Adam;
Neler vardı dilimde sana anlatacak
Şarapla sarhoş olduğumuz gece
Boğazımda düğümlenen kelimeler
uzaktan uzağa her öptüğümde
dudaklarından seni
Ağzına kustum söyleyeceklerimi
Ateş bi kadın;
Ah o gece karnında neler saklı
Öpsem bir türlü
öpsemmm
kafamdaki siluetini
hep bekledim seni
bu kadar zor mu?
'seni seviyorum' demek
hep dudaklarımızda
kıyısında kalan kusmuk tadı
Ateş Adam;
Ahh! ... Ahhh...
... hayal etmeyeninnn...
dudaklarını emdim ya
ha orada dur!
akdeniz buluştu okyanusla
cebelitarıkta bir dudaktır coğrafyada
kıtalar birleştirircesine...
öpüşen kıtalarda denize girsek
Ateş bi Kadın;
Güneş ve rüzgâr
kumlar yakarken tenimizi
öpüşün
ayak tabanımı yalayan
bir okyanus öpüşün olurdu
kıtalar birleşircesine...
öpüşüm
Ateş Adam;
Öptüğün yerler göğsümde
bir sevgi köprüsü kurabilirdik oysa
boy veren
köprümüzde
sen
'gitmek'
demesen
Ateş bi Kadın;
Ah! Elimde değil düşünüyorum da
ufka yol alan bir cehennem köprüsüne
aşk mı diyorlar şimdi
sevginin yanında
bir hevestir yaşanılanlar
- yaramaz salyası akan çocuk o -
ya
sen neysin SEN
Ateş Adam;
Neydim ben
babasının cenazesinde bile
rakı şişelerimi gizleyen
evliya gibi bir kadın vardı
ben köse bir peygamberdim
cenazeyi mezara indirilmesine izin vermeyen
köse bir peygamber
(ve omuzlarında bunu ömür boyu taşıyan)
bi başka sevmek böylesi
bir başka
omuzlarında babasının bile cenaze ağırlığını
hissetmeyen adam
ne bilir ne anlardı ki
aşk şiiri yazmayı...
Ateş bi Kadın;
Sevmek işte böylesi
ömrümüzden giden
değer
can parçası
bazı şeyler yazılamaz
sen şiir oku
yine yoksullar ağlasın
Ateş Adam;
Doğum tarihi belirsiz
ama fotoğrafı durur hala
odasında
masa üstünde
bir şiir bile yazamayan
eksik ve köse bir şairin masasının
sık sık tozunu alırdı annem
Ateş bi Kadın;
Fotoğrafların dili var
bir güzel konuşurlar
yazdıklarımız
şiiir değil mi?
her gün doğum telaşı
eksik ama ıkınıp duruyor yaşam
Ateş Adam;
Oysa
son dileğim
......... sadece anlaşılmaktı
bir mehteran marşında
üç adımda bir geriye dönene
dönen
aşklarının adını
adının
alfabetik sırayla
mezar taşına yazılması idi
Ateş bi Kadın;
Ateş sıçrar
tutuşur orman
gözükmez mi bu yangın
uzaktan
- çözülmez mi gayret kuşağı -
yıkılmaz mı hece taşı
nasıl soğuk
Ateş Adam;
Soğuk
çok soğuk
bir bira bardağında
bir rakı bardağında
dudak payı
bırakılmış
sevgiydi yaşadığımız
içmediniz
Ateş bi Kadın;
Sevgiydi hasret kaldığımız
ama korkuyorum
köpüklerin dalgasından
içemedim
Ateş bi Adam;
Oysa
başlarken fondip demiştik sevgiye...
ama siz
benim her içme denememde
bir sigara yakıp
kül tabağında yarım bıraktınız
Ateş bi Kadın;
Dibi görünmüş sevdalar
KÜLDÜR küldür (küllüdür)
kusmuk dolu her yer
hep kusarız
sessiz
çığlıklarımızı
dudaklarımızda
hala kusmuk tadı
(yarım kalan heveslerle
uyku mahmuru)
anlatamadık
kimse bilmedi
bilmesinler
yeni bir sigara yak
(nerede o eski sigaralar)
gelincik sigarasını da
çok severdi benim babam
hatırladım şimdi içim acıdı
Ateş bi Adam;
Benim BABAM da ne adamdı
babası ölen bir çocuğunnn
içinin acımasıdır
sayıklamaları
babasıyla top oynayan çocukları seyretmek
istemez kaçar bir köşeye
ağlamak da az gelir
okşanmak da yetersiz yabancı eliyle
babasının
hala sıcak yatağını okşayarak
yatağın içine sığınır
kokusunu duyarak babasının...
cevap vermez babası bilir de
her gün mezarına gelir sorar
cevap vermediği için için iç çeker ya
verse
yayılacak
yatağa
baba
nasıl görünüyorum
orada diye
soracak
offff offff
kül tabağında yeni
yaktığım sigaram
hiçbir kadın taşımıyor
artık yüreğimi
yüreğinde
Ateş bi Kadın;
Affff affff demelisin
Yüreğin
yüreğimde
yanışım boşa değil
sönmüyor ateşim
demiştin ya;
dudak payı sevdam
gizli gizli sevda odasında
hazırladığım döşeği
katıksız hapse mahkumUZ
Ateş Adam;
Katıksız
şarap ve ekmek
isa ve et
yani
bütün dinleri kapsar benim sevdam
latince
ana dili toprak
bilsem
seslenirdim isaya
şarap ve ekmekle kutsa bizi diye
Ateş bi Kadın;
Kutsa bizi
ey gecenin yüzü
şafağın kızıllığı
gündüzün aydınlığı
kutsa
yıkanalım sadece sevgi şarabınla
Ateş Adam;
ÖZGÜRLÜK adına dikilen her sevdanın heykeli benim
her sevda adına ağlayan da
her adımda sana yaklaşan benim
duy sesimi! ...
çarmıhı sırtında bir isayım
bileklerim çivili....
kanlı ayaklarımda
yürürüm
bir sevdanın yolunda
(sevda yaşı geçmiş birine denk gelirse gelsin
dünyanın en aptal kalbi bile
durmayayım diye atar...)
yürürüm
yeniden doğacağım seni bulduğumda...
seni bulduğumda yeniden doğacağım
Ateş bi Kadın;
' Mutlakta AN' doğacağız
ey albay sevdam
duyuyorum sesini...
yürek duracaksa
senin üstünde dursun....
gögsünde dirilişimdir
bitli piyade bir alaz
göz / gez / arpacık
ucundaki hedef
BU ŞİİR BİTMEZZZ