Sevgi Ülkesinin İrticacı Hisleri
ömrüm, hep bir ayrılık rengi
camı kırık bir pencere farzındayım,
duruyor alnımın limanında gel-gitler
ve kalbimin atmosferi, parçalı unutlu
ha ıslandı ıslanacak gibi tedarikli, gözlerimin
coğrafyana hasret, kasvet bulutu.
yolları adımlarla doldurmak, artık neye yarar
geride
bir durak payı bile dönüş bırakmamışsan yar,
neye yarar, çiçeklenmişse
yokluğunun tabiatında
bize vaadedilen, geç kalınmış bahar.
ömrüm, hep bir hoşçakal şarkısı
soğumuş bir çay bardağı kıvamındayım,
vuruyor ayrılık dudaklarımın kıyısına
ve ses tellerimin repertuvarı, her kelamda detone
ha sustu susacak gibi endişeli çalıyor, kalbimin
orkestrası, her yeni günde.
aklımın mazisinden gün yüzüne çıkarılan fotoğraflar, artık neye yarar
geride
bir merhabalık umut bırakmamışsan yar,
neye yarar, sensizliği devreden
sabahlar ve akşamlar.
ömrüm, hep bir hoşçakal ülkesi
gerçeğe bir ütopya uzaklığındayım,
taarruz ediyor ümitsizlik yüreğimin sınırlarına
ha düştü düşecek gibi duruyor, son karakol...
yeni sevgili, demem o ki
köprücük kemiğinden geçer, mutluluğa giden yol
sensiz hayatın en düz ovaları bile, ayaklarıma şarampol.