Sevilmeye Alışkın Değilim
Çok üzdün bugün beni
çok....
ağlayamadığım
yerlere gittim....
yenildiğim ,
menzilimdem uzaklara,
yaban telaşlara uğradığım,
yalnızlığıma gittim.
Bütün kapıları üzerimden kilitlemişti, zaman
Rutubetli çaresizlik
küf kokusuyla tütsüledi beni
sinsi tuzağında ...
Teslim olacak ne bir düşman
ne aşina bir söz bulabildim.
Kendi kulağım bile
duymak istemedi ,
gün görmedik küfürlerimi.
Bayağı ,hafif meşrep sokaklarında dolandım zihnimin .
Ana caddeleri arasına daldım .
Rastgele afilli isimler verilmişti
neon ışıklı tabelalara
büyük puntolarla yazılmıştı
büyük adamların isimleri
filin üstündeydi mesala
Hanibal.
Karlar arasında
bir umut kapısı gibi
Berduşların sallanarak yürüdüğü,
kadınların alt tabaka eylentisinde
olduğu yerler işte
Göz kamaştırcı isyanlar vardı
arabesk kavramları jiletleyip
cerahat döken şarkılar
neşe -i muhabbetin dibine vurarak;
neden güldüğünden habersiz kahkaha atıyordu aşifte .
Merdiven altı pis imalatlar gibi
sermayesiz
kaliteli bir hayat ümidi ...
Umudu , altın parke taşlarından
yemşeşil bir bahar için beslemek
ne acı...
Ve külçe ağırlığındaydım
o sıralar
Yirmi dört ayar bir zamana
taramıştım, saçlarımı.
Rimellerimin akmasının
sırası da ,hiç değildi
ve izin verilemeyecek kadar
tenhaydı ortalık
Usturanın , tesbih niyetine sallandığı ve
hangi delikten çıkacağı ,
belli olmayan
karanlık bir kehanetin
içindeydim.
Ses perdesini yırtacak bir çığlık
duyma ihtimaliyle
ürpertili adımlarla içinde dolandığım ,
bir zamana denk geldin
Çok üzdün beni,çook...
hiç lüzumsuz bir zamanda
masum ,tertemiz bir sevgiyle
"nasılsın ?""dedin...
"iyiyim "desem ; değilim...
"hoş geldin " desem
hoş değilim....
velhasıl
ben, sevilmeye alışkın değilim.
Fazlasıyla şiir... Çokça şiir... Başka söz bulamıyorum affola... Saygılarımla...