Seviyorum Hayatı Bir Şiir Çokluğunda
-Sanık, ayağa kalk…
Hakkında ileri sürülen; barış ve özgürlük istemek kadar yasak,
İnsanları sevmek ve düş kurmak kadar ağır olan suçlamalara ne diyorsun?
Savunma: yağmur yağınca
Ya da karlar düşünce sokaklarına şehrin
Buza kesince hava
Akşam olunca/ ortalık kararınca
Bulutların yüzünü yırtıp da üstümüze başımıza ışığını dökünce ay
Tam da el ele tutuşurken
Ya da ayrılırken
Ya da ne bileyim, öyle zamansız, öyle ansız, öyle mekânsız
Öyle yerli yersiz hani
Gökyüzünden yıldızlar yağdığında saçlarımıza
Azarlıyor, yargılıyor, suçluyor muyuz gökyüzünü hiç?
Irmaklar dökülüyor diye denize
Bahar gelince yeşile çalıyor, yapraklanıyor dallar diye
Rengârenk açıyor
Ve ne de güzel kokuyor diye kızıyor muyuz çiçeklere hiç
Ve hiç utanmadan
Bir ağacı çırılçıplak soyuyorlar diye yapraklarından
Kızıyor muyuz esen rüzgârlara ya da son baharlara?
İşte öyle Sayın Hâkim
Özgürlükte / düşlemekte -tıpkı doğa gibi- insana özgü
Hani ekmek, hani hava, hani su, hani sevda gibi
Olmazsa olmaz yani…
Düş kuruyor, özgürlük istiyor
Vay başıma, vay başıma… Hele hele… Barış istiyor
Ve de deli deli seviyor diye birini yargılanır mı insan?
Haa! Bir de elimde değil
İnsan yanımda ve doğamın kendisinde var -düşten de öte-
Zulme karşı baş koyanları
Her mevsim güzel amma ille de baharları
Gülmeyi/ güldürmeyi
Ve hayatı seviyorum Hâkim Bey
Bir şiir çokluğunda…
Karar: Yaz kızım, isnat edilen suçlamaların yanı sıra
Sanığın savunması da suç teşkil ettiğinden…
Sanığın savunması da suç teşkil ettiğinden… farklı ve güzeldi...
Acınası dahası utanılası halimiz ne güzel dile getirilmiş içtenlikle kutlarım