Sevmek Çıkartmaktır Yaşanılmayanı
bizim hiç bizimiz olmadı asya
bütün personelimiz ikimizdik
etimizde saklanan yaraları öpüştürürdük sabahları
iyileşmeyen günlerimize saklanırdık kaçışmalarımızla...
ve sen çoğunlukla taşların oturmalarına hayrandın
fakat ben
ellerim yırtılıncaya kadar dövdüğüm uzaklıkları kanatırdım
sen hep şaşırıp kalırdın ölüm oyunlarında
ölüm...
bir kelebeğin şekil değişikliğinin içindeydi belkide
en sonsuzluğun ilk durağı gibi beklemelerimizde
çamışır asanlar
sevgi sancılanmaları
açlık kumbaraları
öyle yabancılardıki köklerine
öyle ağaçların şaşırıp kaldığı ormanlar gibi
senin yüzünün yarısını koşuşturan dağlar gibi
gülüşlerinle oyduğun tüneller gibi
bana tarihin yırtılmalarıyla seslen asya
bana sus diyebilmen için
gözlerini dik yağmurlarla
gözeneklerin
kaç takım elbisenin soyulmuşluğudur biliyormusun
kaç ipliğin topuzu
beni uzatma asya
beni içinin bir parçası olarak doğur
doğur ki
yetişebileyim sonsuzluğuma...