Seyahatnâme
yollar, yollar
güneş bazen tependen bakar
yakar alnını
ve terler asfalt,
asfalt kokar
bazen çoraktır
bazen ardı gelmez yağışlar
yollar çiler, yollar parlar
gecelerden patiskası
ucunda, kavuşan yıldızlar
bir kararır bir açar,
bir burun kıvırır
bir göz kırpar...
uzaklardan çağırır
çağırır yollar...
geceyi karanlık geçe,
bir köy biter
bir köy başlar
siyah bir boşluk
ve ardında parlak etekleri
selam duran sıradağlar...
kara bir deniz olur
bazen kara bozkırlar
şaşıpta kendine,
gülersin...
kıvrım kıvrım saçları akar bedeninde,
kenarında coşkun ırmaklar
ardından bir parça yorgunluk
ve gürül gürül nefesi
çatırdıyor, ağlıyor
döküm bir soba ve kuru meşesi
bir bardak çay
ve bir kaç masa ötesi,
tatlı bir sohbet kurulmuş,
konuşur ihtiyar meclisi
için kaynar hemen
sıcacıktır köyün kahvesi...
yollar, yollar
hiç bitmese derken
bitiyor tüm yollar
ama olsun
tıpkı ömür gibi,
tatlıdır ve yaşanır yollar...
bir gün dönemezsem geriye
a sırdaşım, a yoldaşım
anla beni, anla
ömür tıpkı yol gibi
bir başı varsa,
elbet bir de sonu var...
28.11.2011