Seyr-i Alem

vardım söğüt dağına, başı duman dumanlı
ne de güzel resmetmiş, sonsuzluğu halk eden
sordum garip çobana, o da benden sevdalı
nasıl dertli olmaz ki, düşünüp de akleden

giderken sabah oldu, sıraca'nın dibinde
oturdum namaz kıldım, bir ağacın dibinde
dertli kırk derviş vardı, her ağacın dibinde
alemi seyre dalar, kalp gözüyle fikreden

bir kayaya yaslanmış, yaşlı sedir ağacı
bir yanı yere düşmüş, hali benden de acı
bir dalıyla şükreder, yaradanda ilacı
hiç ümitsiz olurmu, hal diliyle zikreden

çıktım çatal kayaya, iki keklik ötüşür
birbirine naz eder, hem söyler hem atışır
seyrine doyum olmaz, ne de ömür yetişir
meğer dil bilmez imiş, sevdiğini terk eden

döndüm maya beline, çatal oluk akışır
bir ceylan yavrusuyla, dönüp dönüp bakışır
kudretten sürmeleri, bu kadar mı yakışır
meğer neler görürmüş, varlığını farkeden...

26 Temmuz 2014 227 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (3)
  • 10 yıl önce

    döndüm maya beline, çatal oluk akışır bir ceylan yavrusuyla, dönüp dönüp bakışır kudretten sürmeleri, bu kadar mı yakışır meğer neler görürmüş, varlığını farkeden...

    tebriklerimle

    👍👍👍

  • 10 yıl önce

    kalemin olgunluğu olsa gerek anlatımın derinliğiyle sarsıldım tebrikler...

  • 10 yıl önce

    Dizelerde anlatılanlar hep Allah'ın varlığının delillerinden aslında. Şiirler de yerlerini aldılar kutlarım yürekten...👍