Seyyah ve Bahçe

ben bir seyyahım

bilmem kaç

nar ve çiçek

bahçesinde dolaştım



durmaksızın seyahat ettim

mevsimlerin rüzgarlarıyla

savruldum maviliklere doğru


en iyisi hiç

sevmemekmiş üstat

aşk bile vazgeçmiş benden

en saf huzurdu ayrıklarım

hatta en saf sevgi


kimi kadına göre

ben bir serseriyim

en sevdikleri türden

kimine göre ise karanlığın

ta kendisi



evet üstadım en iyisi

başka diyarlardan da

sevmemek gerekmiş

en iyisi


gördüklerimi sorarsan

üstat

öyle kadınlar tanıdım ki

yaptıkları tek şey

dudaklarında yüceltiklerini

hançerlemek ilk fırsatta



gezdim çiçeklerin bağrında

vefasızlıkların ortasında

özgürlüğün zevkini tadarken

şimdi ise benden nefret ediyorlar


        sanki tüm çabaları

        nefret etmek içindi

        ama aynı gecede

        hepsi birbiriyle

        savaşa düştü


üstlerini açtılar aşk adına

uyandırmak için nemrut ateşini

günahkar bedenlere dönüştüler

oysa ki şair tek bir ışık görseydi

seyyah olmazdı düşmezdi yollara


masalarda yaşıyorlardı

güzel gözlü alev dudaklı kadınlar

kadehlerin valsında

gizemli bir ritimle

gülüyorlar

ya da ölüyorlardı

gizlice içten içe


simaları farklı olsa da

gözümde

hepsi aynı görünüyordu

ve hepsi bir siluetti

gözlerimi gözlerken


bazıları kendi yolunu arıyordu

şarkılar söylüyorlardı dudakla

gözlerden damlalar düşerken

üstat burada bu son durakta


bu son gezdiğim şehirdeyim

ıssızlıkta

ve yüreğim

olduğundan daha karanlık

nar ve çiçek bahçeleri arasında….

17 Eylül 2024 413 şiiri var.
Yorumlar