Si Bemol Aralıklar
'' sakın
vurma boşluğuna o kemanın
sıkma burgularını öyle boğazlar gibi ''
köprücük kemiğinde stabilize umutlar
var git çapulcu adaklar tut kırk yıllık çınarın sağrısına
Dilinde illegal isyan pejmürde çaputlar bağla
ağla tutsak bir arşeye peşpeşe notalar mahpusla
esler bağla yüzyıllık mahkum portesine prangaların sus ve ağla
matemler indir ahşap yüreğin çeperine
yıldıkça yıldızın kahpe kavgasıyla mor bir düğüm at göğsün iman tahtasına
gitttiğinden beri renkleri çalındı şehrin
nasılda süzüyor gözlerimin iç çekişini siyah ve beyaz
semah ediyor bu şehirde martılar
göğüslerinde tennure
avuçları ilahi bir kaside
hicaz kanat vuruşları
gagalarında si bemol aralıklar
şafak demleniyor gözlerinde mahur zamanın ....
Keman bu kadar da güzel çalınmazdı Tarık Bey, kutlarım!
Her gidişin ardından hüzünler burukluklar kalır geridekilerin yüreklerinde ruhlarında... Hayat toz pembeyken birden bire rengi değişir koyu bir karanlık kaplar insanın hayatını, yaşadıklarından tat tuz alamaz olur... Bir bilseler keşke gidenler geride kalanların halini... Martılar eşlik eder gibi hüzünlü zamanlara... Kutlarım içtenlikle bu güzel dizeleri...
İlahi bir senfoni dinlemiş gibi oldum, kaleminize sağlık üstadım
Şafaklar demlenir daha nice siyah beyaz sıskalarda. Tebrikler Tarık Bey. 🧿
Ah bu şiirler ,Nazım;Saman Sarısı’nda Nihavent bir şarkı ile hasreti yazmıştı , İyi bir şiir okudum , Yüreğinize sağlık Tarık bey ..