Sığınış
tüm lirik zamanlarımın
şüphesiz ve tek imtiyaz sahibi
ey kudretli münzevi yanım
ey devingen yalnızlığım
gelenler kalmıyor
gidenler dönmüyor
anladım bir tek sana layığım
bütün pişkin zaaflarım
bütün müstehcen günahlarım
şu tuluat artığı sözlerim
bu kuz mazimle
eylim eylim dökülüp
dönüp vardım huzuruna
diz çöktüm
kapandım
emreyle
ouroboros misali
kendini yiyip bitiren
lakin bir türlü yenilenmeyen ben
hükmedip biçeceğin
bütün zindanlara
bütün inşirahsız gecelere
ve bilcümle ıstıraba razıyım
müstahaktır cümlesi bana
kulağıma çalınmış
bütün veda sözleri hançeremde mahpus
inmiyor bağrımdan aşağıya
kendimi astığım urgan hala boynumda
darağacımdan sarkıyor tin'im
aldığım her soluk som kabir
attığım her adım meçhul
henüz açılmadı perde
senin duyduğun uvertür
birazdan başlar arya
eprimiş libas misali
gün geçtikçe darlayan
şitayişsiz hayatta
sana mecbur
sona ramak kala
daha ne çekebilir ki
şu gureba
şu sunturlu beden
varsın dizginim elinde
varsın hicretim sana olsun
ne kaldı ki elde
seninle yaşanacak
bu zifir
bu deruni
inzivadan öte
Anlamlı bir şiir okudum değerli dost kalem uğur kardeşim emeğinize sağlık saygılarımla selamlar
Operalar... tiyatrolar... yılanlar.. Hikaye misali şiir okumaya devam... Aryadan önce çalan üvertür şeklinde hızlı hızlı bir an önce sahne! der gibiydi şiir.. Akıcı.. İçten yaşanılan inzivadan zaten bu şiirler... Eyyy şair! Bu deruni insanı yakar da küle çevirir... Kül tadında bir yazı ile ''teşekkürler''... Sağlıcakla...